Şehrin “su dolu taşları”
Kent mimarisi ve mobilyaları o şehrin kimliğini oluştururken bir yandan da şehre yeni bir ruh kazandırır. Yeniden düzenlenen Altıparmak Meydanı da Bursa’nın silüetinde büyük önem kazandı. Yüzen taşlar heykeli yeni bir ruh arayan kent merkezine tıpkı nostaljik tramvay gibi bir katkıda bulundu.
“Altıparmak Meydanı’nda Taşlar Yerinden Oynuyor!” sloganıyla Bursalıların beğenisine sunulan Yüzen Taşlar Heykeli, aslında dünyada pek çok örneği bulunan bir yapıt. Türkiye’de ilk ve tek, dünyadaki örnekleri arasında ise en yükseği olan bu yapıt; tarih, sanat ve teknolojiyi bir araya getiriyor.
Geleneksel Türk sanatlarından Bursa’ya özgü Karagöz-Hacivat ve Gölge Oyunları’nın anısına, dünyaca ünlü heykeltıraş Christian Tobin’in elinden çıkan “Yüzen Taşlar Heykeli”, sanat ve mühendisliği bir araya getirdi. Tobin’in kendine has üslubu ve tekniği ile tarihi yorumladığı yapıt; Kültür AŞ. öncülüğünde, BTSO’nun katkılarıyla, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bir hizmeti. Kinetik heykeli bulan ve akımın öncüsü olan Alman heykeltıraş, 30 yıldır bu alanda çalışıyor. ABD, Almanya ve İspanya gibi daha birçok ülkede de kinetik heykelleri bulunan sanatçı, kariyerinin en yüksek eserini Bursa için icra etti. Gemlik’ten çıkarılan Diabas taşı üzerinde ve Ovaakça mevkiinde kurulan atölyede altı ay boyunca çalışma yapan ve bu sırada heykelin konumlandırıldığı Altıparmak semtinde yaşayan Alman heykeltıraş, kentin dokusuna dair izlenimlerini toplamda 45 ton ağırlığındaki iki heykelden oluşan eserine yansıttı. Sanatçı, kendisiyle özdeşleşen tekniğiyle suyun kinetik gücünü kullandı ve onlarca ton ağırlığındaki taşları hareket ettirebildi. 8 ve 7 tondan oluşan üst kısımları suyun gücüyle hareket eden taşlar, Karagöz ve Hacivat’ın diyaloğunu temsil ediyor. Özel bir aydınlatma sistemiyle ışıklandırılan “Yüzen Taşlar Heykeli’’nin arkasına düşen gölgesi Karagöz ile Hacivat’ın yüzyıllar süren gölge oyununu yeniden yaşatıyor. Karakterlerin gözlerini taşıyan üstteki taşların hareketleri ve suların hareket tarzı da yine kendilerini yansıtıyor. Karagöz’ün hareketli ve hırçın yapısını simgeleyen heykelinin tepesinden hızlıca fışkıran sular Hacivat’ın bilge ve muzip karakterine uygun olarak taşın yan kısımlarından dalgalı olarak hareket ediyor. Heykelin etrafını çevreleyen yazılarda Karagöz ve gölge oyunlarını anlatan bir de mani yer alıyor. Maninin hemen yanında ise kenar süslemesi şeklinde Selçuklu mimarisine ait motiflerden alınmış kesitlerle oluşturulan bir kripto bulunuyor. Şifreyi çözmek isteyenler için gerekli ipuçları da yine heykelde bulunuyor.