Şeş – yek
Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını düşünenler için yaşadıkları şehrin trafik kodlarının da bir anlamı olmalı. Mesela Bursa’nınki 16. İlk anda göze çarpan 1 ile 6’nın toplamının 7 olması. Tıpkı İstanbul ve Antalya gibi… Bu üç şehrin boylamlarının da 28, 29, 30 doğu derecelerinde ardışık olması da tesadüf mü acaba?
Numeroloji’de çift haneli rakamların tek tek incelenmesi esastır. O zaman 1’den başlayalım. 1 bünyesinde tüm sayıları barındıran bir niteliğe sahiptir ve diğerlerinin oluşumunu sağlar. Hem tek hem de ilktir; yani Tanrı gibidir, yaratıcıdır. Pers Arap alfabesinde Allah kelimesi bu alfabenin ilk harfi olan Elif şeklinde yazılmakta olup, bir ve tek olan kavramın sadece Allah’a özgü olduğu anlamını taşır. Ebced hesabında da Elif’in değeri 1’dir.
Bir sayısı prensibi ifade eder; evrendeki her şeyin kaynağı, hareket noktası ve kozmik varoluşun merkezidir. Dünyada ilk yaratılan insan olan Adem (Adam) de alfabenin ilk harfi olan A ile yazılır ve okunur.
İslam felsefesine göre, nasıl ki “1”in varlığını inkar edemiyorsak, Allah’ın varlığını inkar etmek mümkün değildir. Zira O’nu inkar etmek, her şeyden önce kendi varlığını kabul etmeme anlamına gelir. Bu yönden İslam çift sayılardan çok, tek olan sayıları benimser. 3, 5, 7, 33, 41 gibi sayılar daha çok dinsel yorumla ilgilidirler.
Cebirde her sayının bir halefi (sonra geleni) vardır. Örneğin ikininki üç, üçünki dörttür… Oysaki, bir sayısı hiçbir sayıdan oluşmamıştır. Herhangi bir selefi (önceli) yoktur. Antropologlara göre bir sayısı, bir ayağı üzerinde dik durabilen (Homoerectus) tek yaratık olan “insanı” yansıtmaktadır.
Altı sayısı en küçük yetkin sayıdır; kendisi dışındaki tüm tamsayı çarpanlarının toplamına eşittir. 1+2+3 = 1x2x3 = 6. Altı sayısı grafik sembolizmde bir altıgen ve onun yarattığı altı köşeli yıldızla özdeşleştirilmektedir. Süleyman’ın mührü ya da Davud’un kalkanı denilen, ters yönde iç içe geçmiş iki eşkenar üçgen Su (Marmara denizi) ile Ateş (Uludağ sönmüş volkanik bir dağdır) arasındaki dengeyi temsil eder.
Din açısından da altı rakamı oldukça önemlidir. Tanrı’nın dünyayı altı günde yarattığından yola çıkan din adamları bu rakamın en kutsal sayı olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. Ama ünlü düşünür Hrabanus Maurus konuya şöyle bir yorum getirmiştir: “Altı rakamı , Tanrı dünyayı altı günde yarattığı için mükemmel değildir. Altı zaten mükemmel bir sayı olduğu için Tanrı dünyayı altı günde yaratmıştır.’’ Augustine ise altının bölenlerinin de bu yaratılışta rol oynadığını iddia etmektedir. Buna göre Tanrı ilk gün ışığı yarattı. İkinci ve üçüncü gün yeri ve cenneti, son üç günde ise canlıları yani bütün hayvanları, bitkileri, kadını ve erkeği yarattı. Hristiyanlıkta altı rakamının özel bir yeri vardır. Çünkü İsa haftanın altıncı günü ve günün altıncı saatinde çarmıha gerilmiştir. Günün altıncı saati, Latincedeki ismiyle sexta, daha sonra siesta, yani kısa dinlenme uykusu anlamında kullanılmaktadır.
1 ve 6 yani 16 ise Bursa’dır.