Ses’siz çocuklar

Ses, çocuk denince aklımıza ilk gelenlerden biridir; bağırmalar, çığlıklar, cıvıltılar, sonra gelen ilk kelimeler ve komik cümleler… Anne baba olarak çocuğumuzun kendisini ifade edebilmesini izlemek harika bir deneyimdir.

Genel olarak çocuklar, ilk altı aydan sonra hecelerle (ba-ba, ma-ma, de-de gibi), 12 aydan sonra temel kelimelerle konuşmaya başlarlar (anne, al, ver, git gibi). 18-24 ayda 50 kadar kelimeyi anlar. 24 aydan sonra en az iki kelimeli cümleler kurabilir ve soruları başlar, en çok “bu ne?” sorusu dile gelir. 36 ay ve sonrasında sorular artar, çeşitlenir (ne, nerede, kim gibi) ve zamirler kullanılır (ben, bana, beni gibi). 48 aya gelindiğinde kendine uygun ortamlarda, güvendiği alanlarda ismini söyler, zaman kavramını kullanır ve çok rahat biçimde hem akranlarıyla hem de büyüklerle iletişime geçebilir. Burada konuşurken duygularını uygun ifade etmesi de çok önemlidir. Fakat her çocukta bu gelişim aynı devam etmemektedir.

Zaman zaman 3-4 yaş dönemlerinde konuşmada geri çekilme, farklı alan ve kişilerle konuşmayı tercih etme bazı çocuklarda görülebilir. Çevrenizde konuşmak istemeyen, anne babasının kolundan çekiştirip kulaklarına fısıldayan, göz teması kurmayan çocuklar dikkatinizi çekmiştir. Bazen anne babaları bile “kızım-oğlum evde su gibi konuşuyor, yabancılara karşı böyle utangaç” derler. Çocukların konuştukları kişi ve ortamları seçtikleri, çoğunlukla sessizliği tercih ettikleri bu duruma “selektif mutizm” denmektedir. Latince mutus kökeninden gelen sessizlik, suskun anlamına gelen mutizm, çocukluk döneminde sanılandan daha sık görülen bir durumdur. En fazla 4-8 yaş arasında gözlenmektedir. Utangaçlıkla, öz güven eksiliğiyle karıştırılan bu durum çocuğun sosyal yaşamını önemli derecede etkilemektedir. Bir çocuk konuşma becerisi olmasına rağmen uzun süre konuşmuyorsa, yaşına uygun girdiği ortamlarda sürekli suskun kalıyorsa selektif mutizmden söz etmek gerekebilir. Bu çocuklar anne, baba gibi yakın kişilerle yaşına uygun konuşuyorken okulda, bazı akrabaların yanında, farklı sosyal alanlarda çok sessiz kalabilirler, sorulara cevap vermezler, çoğunlukla göz teması kurmazlar. Zaten bu durum anne babaların aklını karıştırmaktadır. Evde ya da bazı arkadaşlarıyla aşırı konuşurlar, okulda kendilerine verilen görevi yerine getirirler, sahneye çıkarlar, oyun oynarlar. Konuşmanın olmadığı durumlarda oldukça aktiftirler, konuşmama konusu açıldığında da geri çekilirler. Bu belirtiler gözlenen çocuklarda psikiyatrik, psikolojik ve sosyal destek çok önemlidir. Özellikle oyun ve sanat terapisi gibi sözel ifadenin daha az olduğu, duyguların söz dışı ifade edildiği çalışmalardan verim alabilirler. Erken yaşta alınan destek ile yaşamlarına bol bol konuşarak devam edebilirler…

Yazı: Psk. Ayşegül Alkış

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu