Siz uyurken

Şehirler uykudayken başlar balıkçıların telaşı. Gece avından sonra, sabaha karşı tekneler yanaşmaya başlar iskeleye. Balıkçıların pazarlık için bağırış çağırışı, martı sesleri, el arabalarının gıcırtıları güneşin yüzünü göstermesi ile daha bir yükselir. Balığın sofralara ulaşan zahmetli yolculuğunun fotoğrafları Yenikapı Balıkçı Hali’nden… 

Kasaları balıkla dolu olan tekneler günün ilk ışıkları ile iskeleye yanaşıyor. Tekne içindeki balık miktarı o günün fiyatını belirleyen en önemli etken. Tüm bekleyenlerin umudu gecenin bereketli geçmiş olması.

Tekneler iskeleye yanaşıp balığı bıraktıktan sonra, balık hali mezat bölümüne geçiliyor. İhaleci kasaların başına toplanan esnafın sessizliğini “haydi konuşun” diyerek bozuyor. Bir süre sonra kendinizi hararetli bir pazarlığın içinde buluyorsunuz.

Güneşin ilk ışıkları ile balık halinde görsel bir şölen yaratan martılar, kendi kısmetlerinin peşindeler.

Geceden başlayan koşuşturmaca kasalar boşaldıkça dinmeye başlıyor. Yorgunluğunu dumanı üzerindeki çayla atmak isteyen balıkçılar çay ocağı etrafında toplanıyor.

Tekne üzerinde satışı tamamlanan balıklar mezatta satılmak üzere taşınıyor.

Sabah olduğunda yorgunluğa ve uykusuzluğa yenik düşenler, oturacak bir yer bulur bulmaz küçük bir mola veriyor.

Gün ağarmadan tekneleri karşılamak üzere iskele üzerinde toplanan balıkçılar.

Burada gece 4 gibi başlar hareketlilik. Sabah 10’a 11’e kadar devam eder. Gerçi bu balığın durumuna göre değişir. Gece çalışır öğleden sonra da yatmaya gideriz. Burayı bir de kışın görsen mahşer yeri gibi, şimdi sezon yeni başladı balık az çıkıyor. İskelede bekleyenler tekne yanaşınca doluşurlar içine, ilk satış orada yapılır toptan. Ondan sonra balık içeriye mezata girer. Ne kadar çok tekne gelirse fiyat o kadar düşer.” (Ali Aktaş – Balıkçı)

“Önceden şoför olarak çalışıyordum. Zor iş, balığı yükledin mi yetiştirmen lazım, mal sahibi bas gaza diyor. Yağmurdu kardı riskli iş. Şimdi içeriye geçtim daha rahatım, bu düzene alıştık, gece çalışıyor olmak rahatsız etmiyor. Sen uyurken biz çalışıyoruz, biz uyurken de sen.”(Serhat Kaya – Balıkçı)

Bu mevsime özgü lüfer, palamut ve bolca da istavrit daha tezgah düzenlenmeden ihalenin ortasında buluyor kendini.

Yazı ve fotoğraflar: Yücel Zorlu

Başa dön tuşu