Sudaki suret, ölümsüz bir çiçek

Sudaki suret ölümsüz bir çiçek Sudaki suret ölümsüz bir çiçek Sudaki suret ölümsüz bir çiçek

Narcissus, Michelangelo Merisi da Caravaggio

 “…Büyülenmiş, kendini seyrederken öyle, suya damladı gözyaşları. Bir bulanıklık oldu suyun yüzünde. Silinip uzaklaşmaya başladı Nergis. ‘Sağlıcakla kal’ dedi ta derinden Nergis. Düştü bitkin başı çiçekli çimenlere. Nergis’in ölüsü bulunamadı. Düştüğü su da şimdi safran rengi, beyaz bir çiçektir artık adı…”* 

Sudaki suret ölümsüz bir çiçek Sudaki suret ölümsüz bir çiçek

(*Melih Cevdet Anday’ın Nergis ile Yankı şiirinden)

Herkesin başka şekilde bildiği efsaneleri konuşulur Nergis’in. Hepsinin başı farklı da olsa sonu aynıdır. Sudaki yansımasına âşık olan mitolojik kahraman Narkissos’un, kendine duyduğu hayranlık yüzünden canından oluşu anlatılır yüzyıllardır. Öldüğü yerde bir çiçeğe dönüşen kibirli ve kendini beğenmiş avcı Narkissos’un hikâyesidir bu. Adını ve güzelliğini Narkissos’tan alan Nergis ise güzelliğinin farkında, alımlı, ifadeli, nazlı bir kadın gibidir.

Sudaki suret ölümsüz bir çiçek Sudaki suret ölümsüz bir çiçek Sudaki suret ölümsüz bir çiçek

Her çiçeğin olduğu gibi, Nergis’in de verildiği kişiye ilettiği bir mesajı bir de efsanesi vardır. “Çok güzelsin” demenin en sessiz ve güzel kokulu yolu olan Nergis’in efsanesinin kahramanları avcı Narkissos ve peri kızı Echo’dur. Echo, Narkissos’u gördüğü anda ona âşık olur. Ancak aşkına bir karşılık bulamayıp günden güne erir, kara sevda ile yok olup, ölür. Vücudu kayalara karışır, sesi yankılara dönüşür. Olimpos’un tanrıları Narkissos’un bu davranışına kızarak, onu cezalandırmaya karar verirler. Narkissos’un cezası, kendi güzelliği olacaktır. Nehir kenarında yüzünü yıkarken suda gördüğü yansımasını görüp gözünü ayıramaz ve yemeden içmeden kesilerek kendini izlemeye başlar. Tıpkı Echo’nun Narkissos’a duyduğu aşk gibi bir aşkla vurulur gördüğü güzelliğe. Asla kavuşamayacağı, elini uzatsa dokunamayacağı birine, kendine. Kendi görüntüsünü izlediği suyun kenarında günden güne erimeye başlar o da. Ömrü oracıkta tükenir ve vücudu çiçeklere dönüşür.

Nergis çiçeği

Bir başka efsanede ise arındırıcı suların bekçi perisi Liriope’nin oğlu olarak doğar Narsis. Doğumundaki kehanete göre, ömrü kendini görene kadar devam edecektir. Ancak kadere engel olmak ne mümkün? Narsis bir gün nehirdeki yansımasıyla karşılaşır ve bulunduğu yere kök salıp bir Nergis’e dönüşene kadar kendini seyreder. Dönüştüğü çiçek güneş gibi, sarı göbekli, beyaz yapraklı, güzel kokular saçan bir çiçektir. Kendini beğenmişlik anlamına gelen “Narsisizm”in simgesi Nergis. Beyaz ve sarı renkteki taç yaprakları, çiçek kısmındaki yuvarlaklık, ince ve zarif görünümü ile Türk şiirinde “sevgilinin gözüne” benzetilen, Divan şairlerinin “bekleyiş”in sembolü olarak kullandığı Nergis.

Nergis çiçeği

Bursa, meşhur lodosuyla tam da Nergis’e göredir. Çünkü lodos, Nergis’in gelişimine yardımcı olur. 20 cm’den 80 cm’ye kadar uzayabilen boyunu lodosa borçludur. Poyraz büker boynunu Nergis’in. Kendiliğinden yetişen 40 kadar, melezleme yoluyla üretilen 1000’den fazla türü vardır. Hafif gölgeyi sever ama güneşten de uzun süre ayrı kalamaz. İyi baktığınız, ilginizi eksik etmediğiniz sürece bahçenizi de şenlendirir, pencerenizin önünü de. Bir sap üzerinde birden fazla çiçek verir size. Ege Bölgesi’nde özellikle de Karaburun ve Mordoğan’da yetişir. Sudan ayrı duramaz Nergis. Tıpkı adını aldığı, efsanedeki kahraman Narkissos gibi…

Yazı: Ferhan Petek

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu