Umut ettiğimiz “gelecek”

Umut deyince aklımıza gelen kelimelerden biri de hiç şüphesiz “gelecek”tir. Çünkü “geçmiş” zaten iyi ya da kötü geride kalmıştır, gelecek için ise devamlı umutlar besleriz…

Bu yazımda Türkiye’de bu yıl ikincisi düzenlenen ve gelecek hakkında önemli öngörülerin ve bilgilerin paylaşıldığı Fütüristler Zirvesi’nde aldığım notları paylaşıyorum. Gelecekte dünyada yaşayacağımız gelişmeler üzerine çalışmalar yapan, gelecek trendlerini takip eden ve alanında isim yapmış değerli fütürist konuşmacıların bulunduğu zirvede çok çarpıcı bilgiler aktarıldı. İşte onlardan bazıları…

  • Gelecekte şirketlerden ziyade bireyler önem kazanıyor. Bireyin nerede çalıştığı önemli değilken; ne yaptığı, nasıl yaptığı ne kadar bilindiği önemli. Bu yüzden “Home office” olarak bilinen çalışma düzeni çok daha yaygın olacak.
  • Son 30 yılda IQ’de % 10 gelişme oldu. Bu önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Çok daha zeki bir nesil geliyor. Bu yüzden akıllı nesil akıllı ürünlerin üretimini hızla artıracak.
  • Dijitalleşme hızla artacak. Şu an dünya nüfusunun 1/3’ü internette online durumda. Çok kısa bir süre sonra bu oran %100’e yaklaşacak. Sanal dünya çok daha önemli olacak.
  • 2020 yılında 250 milyon gen haritası çıkarılmış olacak. Belki genlerle oynanarak bebek tasarımı bile yapılabilecek. Birçok hastalığın geni bulunup tedavi ediliyor olacak. Genetik körlük ve kalp rahatsızlığı bu haritanın netleşmesiyle tedavi edilmeye başlandı bile.
  • Beynimiz en ince kodlarına kadar incelenmeye alınmış durumda. Beynin taranmasının çözünürlülüğü artırılabilirse beynin program yapısı da çözülebilecek ve yeni bir program yazılıp yüklenebilecek. Beynimizin kopyası alınabilecek, çoğaltılabilecek. 45-50 yıl sonra beynin bilgisayara aktarılabileceğini söylüyorlar. Yani kendimizin bir yedeğini alabileceğiz, programı değiştirip kendimizi yenileyebileceğiz.
  • ABD’de maymunlar üzerinde yapılan deneyde; insan beyniyle bilgisayar üzerinden bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Belki ileride beyindeki tüm bilgiler bilgisayara yükletilebilecek. Şu an beyin elektriksel bir sistemle bilgisayar mikroçipiyle yer değiştirebilir mi diye araştırılıyor.
  • İnsan bilinci ve zihni de kodlarına ayrıştırılmaya başladı. İleride hafıza da onarılabilecek. Hayvanlar üzerinde deneyler başlatıldı. Başarılı sonuçlar geliyor.
  • İnsanların duygusal varlığını anlamaya yönelik de çalışmalar yapılıyor. Bağımlılık, travma, stres gibi duygusal durumların kodları çözüldü. Tedavilerde kullanılmaya başlandı. Bu uygulama daha da yaygınlaşacak.
  • Duyma görme ile ilgili kayıplar elektrotlar sayesinde tekrar kazanılabiliyor. Bununla ilgili birçok örnek günümüzde de var. İleride bu çok daha fazla gelişecek.
  • Daha uzun yaşanacak. Yüzlerce yıllık ömür üzerine çalışmalar devam ediyor. Ağaçlar, hayvanlar gibi uzun yaşayabilen canlıların genlerinin nasıl olduğu tespit edilmeye çalışılıyor. Eğer bu gen tespit edilirse insan ömrü çok daha fazla uzayabilecek.
  • Gelecekte en büyük hastalık obezite ve diyabet olacak.
  • Teknoloji iyice küçülüp bedenimizin bir parçası haline gelecek. 10 yıl sonra tansiyonumuzu çorabımız ölçebilecek. Küpe gibi telefonlar; cebe sığan gelişmiş, çok akıllı, hatta duygulu bilgisayarlar olacak…
  • Gözünüze takabileceğiniz bir kontakt lensle bütün hayat cebinize sığabilecek, okuduğunuz kitap anında istediğiniz dile çevrilecek, bir kitabı okurken dil ayarı yapabileceksiniz.
  • Masaüstü bilgisayarlar ortadan kalkacak. Tabletler dizüstü bilgisayarların yerini alacak.
  • Beslenme konusunda doğal afetler gibi durumlarda tek hap alıp sizi tüm gün tok tutacak bir sistem geliştirilecek. Hayvan yetiştirmek pahalı olduğu için artık kendi etimizi hayvanları kesmeden genetik deneylerle üreteceğiz.

Duyduklarımız bizleri hem sevindirdi ve umutlandırdı,  hem de endişelendirdi. Çünkü bu kadar bilgi ve insanlığa bu kadar hakimiyet art niyetli bencil kişiler tarafından sömürülebilir, kötüye kullanabilir. Gelecekte kötü senaryoların gerçekleşmemesi için sosyal ve etik değerler, iyi ahlak, doğruluk, dürüstlük, adalet, insan sevgisi, doğa sevgisi ve hayvan sevgisi insanlığın mutlu olabilmesi için bence daha da önem kazanacak. Bu yüzden çocuklarımızı bu güzel insani değerlerle yetiştirmeye, eğitim programlarımızı bu değerlerle kurgulamaya ve onları sevgi dolu bir ortamda büyütmeye özen göstermemiz gerekiyor. Onlar sevgi dolu, umut dolu yetişsinler ki gelecek nesilleri de bu duygularla yetiştirebilsinler…

 Güzel bir gelecek umuduyla… 

Özlem Şenkoyuncu
Özlem Şenkoyuncu
Başa dön tuşu