Yavuz Seçkin röportajı
Binbir surat Yavuz Seçkin röportajı
Her ünlünün şekline giren bin bir surat Yavuz Seçkin, bu özelliğini ailesinden aldığı söylüyor ve ekliyor, “Taklidini yapacağım kişinin ilk önce mimikleri önemli, mimiklerini yeterli seviye de kullanamayan birinin taklidini yapmak zor. İyi ve başarılı taklit için, taklidini yapacağınız kişiyi çok derinden gözlemlemeniz gerekiyor.”
Yavuz Seçkin radyoculuk ile nasıl buluştu?
15 Sene evvel girdiğim bir yetenek yarışmasının ardından Radyo Klas’ta Kadir Çöpdemir ile tanışmam ile birlikte onun yanında yayın yapmaya başladım, daha sonra kendi programım teklif edildi ve ben de değerlendirdim. Ünlülere telefon şakalarıyla başladığımız “Yavuz’un Minibüsü” tam 15 yıl devam etti.
Taklitlere nasıl yönlendiniz peki?
Komedyenlikten önce esnaflık yapıyordum ve arkadaşlarım çok gülüyorlardı, yetenekli olduğumu söylüyorlardı. Bir yarışmaya katılıp orada birinci olmamla birlikte sahnelere de adım atmış oldum.
Türkiye şartlarında komedi ile uğraşmak zor mu?
Türkiye şartlarında tüm mesleklerin kendine özgü zorlukları vardır elbette. Bizim de az çok karşılaştığımız zorluklar oluyor zaman zaman. Ama işimi çok keyifle ve severek yaptığım için zorluklarını çoğu zaman görmezden gelebiliyorum.
Türk insanını alıngan buluyor musunuz?
İnsanlar zaman zaman alınganlık gösterebiliyorlar fakat ben her zaman taklit veya şaka yaptığım insanları rencide etmemeye, kırmamaya, küçük düşürmemeye çalıştığım için, sanatçı dostlarımızın alınganlıkları ile pek karşılaşmadım.
Aileniz nasıl tepki(ler) verdi komedyenlik konusunda?
Tercihlerim yakın çevrem tarafından oldukça destek gördü.
Çocukken de muzip biri miydiniz?
Babam çok komik, eğlenceli bir insandı. Herhalde bende bu yönümü babamdan almış olmalıyım. Çok küçükken biraz içime kapanık olsam da, büyümeye başladıkça muzipliklerim de arttı elbette.
Radyo programcılığını bırakma kararını nasıl verdiniz? Bundan sonra sizi ne tür projeler ile göreceğiz?
15 yıllık bir radyo programcılığı geçmişimden sonra yeni şeyler denemek istedim ve yepyeni bir proje üzerinde son hazırlıklarımız devam ediyor. Kuklalar yapıyorum ve bu kuklalar ile yakında çok güvendiğim bir ekiple karşınıza çıkacağım.
Taklidini yaparken zorlandığınız isimler var mı?
Sadece kadın sesleri yaparken bazı isimlerde zorlandım ama genelde taklitlerimde pek zorlanma yaşamıyorum.
Hangi ünlünün taklidini yapmak hoşunuza gidiyor?
Bütün sanatçı dostlarımın taklitlerini yağarken keyif alıyorum ama özellikle hangisi derseniz, Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Topaloğlu diyebilirim.
Sizin için taklit eğlence mi, iş mi?
Elbette iş ama eğlenerek ve çok keyifle yaptığım bir iş.
Kötü anlamda hiç tepki aldınız mı? “Benim niye taklidimi yapıyorsun” diye…
Hayır, genelde benim neden taklidimi yapmıyorsun, beni de yap diye tepkiler geliyor.
Bir gün sizinde taklidinizi yaparlarsa, nasıl tepki verirsiniz?
Ben kendi taklidimi yaptım bile. Geç kaldılar.
Sahne gösteriniz peki, o nasıl gidiyor?
Tam gaz devam gösterilerimize, önümüzde yoğun talep üzerine Ankara, İstanbul ve İzmir’de gösterilerimiz olacak.
Son dönemde kuklalar ile birlikte görüyoruz sizi. Bu fikir nasıl gelişti?
Avrupa Yakası’nda proje adamıydım sanırım biraz Sertaç’tan bulaştı ve Türkiye’de yapılmamışı yapmak istedim ve aklıma “Kukla” projesi geldi. Üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Yakında seyircisi ile buluşacak.
Kukla yapım aşamasında en çok hangi ünlü isimde zorlandınız?
Her birinin şekillendirilmesi farklı ve bir kalıp aşaması var dolayısı ile zorlandığımız bir karakter olmadı. Hepsi ayrı ayrı emek isteyen işlerdi.
Dışarıda yürüdüğünüz zaman insanlarda nasıl bir tepki alıyorsunuz?
Halkın içinde bir insanım ve onlardan biriyim. Arkadaş gibiyiz hayranlarımla. Beni gördüklerinde aileden biriymişim gibi davranıyorlar bu da beni çok mutlu ediyor.
Sosyal medyayı da oldukça yoğun kullanıyorsunuz. Twitter’da takip etmekten keyif aldığınız kimler var?
Dostlarımı takip ediyorum elbette, ama ben daha çok kendimle eğlenmeyi ve takipçilerimi eğlendirmeyi seviyorum.
Bu güzel röportaj için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. Bursa’ya selamlar…
Röportaj: Aise Amet