10
bursa dokusu
Erguvan Bayramı; kardeşlik, sevgi ve
paylaşımın ne demek olduğunu anlatan
bir tema etrafında toplanıyor. Doğayı,
onun bereketini ve güzelliğini anlatmak
için şenlikler kapsamında çeşitli sergiler
açılıyor, paneller düzenlenip, söyleşiler
yapılıyor. Erguvan dikme günleri
ile erguvan severler ortak paydada
buluşturuluyor. Fakat katılımlar istenilen
düzeyde değil.
Hilmi Yavuz “Erguvan Sözler”de şöyle
anlatıyor onu:
"Zamandır seni sardığım kumaş
Bekledin örtünsün ki yavaş yavaş
Erguvandın, kayboldun dile
gelişlerde..."
“Baki” de erguvan düşkünüydü.
Renkliyi, parıltıyı ve kıymetli olanı seven
şairin en sevdiği ağaç da başlı başına
bir "sefahat" olan erguvandı. Belki
bunun için sevgilisini erguvani elbiseler
içinde düşlemişti.
Evliya Çelebi'nin "Erguvan Cemiyeti
Faslı" yazısında Bursa’daki Erguvan
sohbetlerinden bahsedilse de
erguvanla özdeşleşmiş bir şehir
daha var. İstanbul’u ve özellikle
boğazı kendine has rengine bürüyen
erguvan ağacı, İstanbul’un da
önemli simgelerinden kabul ediliyor.
Hatta İstanbul’un erguvan zamanı
kurulmaya başlandığı da rivayetler
arasında. İstanbullu erguvan âşıkları
da bu nadide ağaç için yaşatma ve
koruma derneklerinde, kulüplerde
Bursa’dakilerle benzer organizasyonlar
düzenliyorlar. Şehrin köşe bucağında
ne kadar erguvan ağacı varsa tek
tek bulunup, koruma altına alınıyor.
Haritaları çizilip, olağan durumlara
karşı zayiatı için engelleyici çalışmalar
yapılıyor. Yeni ağaçlar dikiliyor. Diğer
bir deyişle Bursa’dan fazla sahip
çıkıyorlar bile denebilir. Söyleyin ismine
paneller, söyleşiler yapılan, bayramlar
ilan edilen kaç ağaç var ki? Ne kadar
çok ağaç olduğunu vakti gelince;
Mudanya’dan Tirilye’ye, Güzelyalı’dan
Kurşunlu’ya, Gemlik’ten Yalova’ya
giderken kolayca anlayabilirsiniz.