12
bursa dokusu
Kısa kısa
*
Erguvan, Farsça bir renk ismi
aslında, ismi rengi… Doğal yollarla
üretilen en zor renk olduğu için,
Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde
kullanılan bir renkmiş, dolayısıyla
bir zenginlik, güç belirtisi olarak;
imparator dışında hiç kimse mor pelerin
takamazmış. Yine rivayete göre Bizans
asilleri, soyluluklarını belirtmek için
kanlarının dahi erguvan rengi aktığını
söylemişler.
*
Filistin de ise İsa’nın ortaya çıkması
ve havarilerinden Yahuda’nın İsa'yı
otuz gümüş karşılığı ihbar etmesi,
daha sonra da bu yaptığından pişman
olup, kendini bir erguvan ağacının
dalına asması üzerine, Erguvan
ağacı da, bu utancı kaldıramamış ve
bu ihanet yükünü dallarında taşıdığı
için, önceleri beyaz olan çiçekleri
utancından kızarmış. Bundandır ki,
erguvan ağacına Hıristiyanlar “Yahuda
(Juda) Ağacı” derler. Romalı askerler
Hz. İsa'nın göğsüne ‘Yahudilerin Kralı’
yaftasını asmadan önce onunla alay
etmek için de erguvan giydirmişler.
*
Erguvan Akdeniz kökenli bir ağaç...
Nazik ve soğuk rüzgârları sevmiyor.
*
Tarihte Osmanlı mutfağında erguvan,
rengi ve görünümü açısından salatalar
üzerinde süsleme olarak kullanılmış.
Sadece renginden değil bu ağacın
güçlü dallarından da Osmanlı'da
baston yapımında yararlanılmış.
Şamanlar ise hastalıkları kovmak için
erguvan kabuklarını kaynatıp içmişler.
*
Erguvan ağacının yaprakları ve çiçeği
üzerine düşen çiğ damlaları bu çiçekleri
bir mücevher gibi gösterir.
*
Şair Baki de iki mısra ile bu
olağanüstü durumu şöyle anlatmıştır;
“Dürr ü yakut ile nahl-i murassa
sandım / Erguvan üzre dökülmüş
katarat-ı emtâr” “Erguvan üzerindeki
çiğ damlalarını görünce / yakut ve
mercanla süslü bir fidan sandım”
1...,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13 15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,...140