137
tecrübeleri yaşamaya çalışırken, bizler
de heyecanına ortak oluyorduk. İlk
strateji oyunlarından olan Defender of
the Crown, basit bir harita üzerinde
oynansa da oyun severleri çoktan
ekranın başına bağlamıştı. Ordu
hazırlıkları, vergi gelirleri, savaşlar,
kuşatmalar, turnuvalar gibi pek çok
öğeyi içinde barındıran oyun yakın
geçmişteki “Mediaval Total War”, “Age
of Empires” gibi oyunların atasıydı.
Robin Hood’un desteğiyle fetihler daha
da kolay oluyordu. Ayrıca Robin Hood
bazı oyunlarda şifre olarak kullanılıp
haksız kazanca yarıyordu. C64 için
üretilen tüm zamanların en başarılı
oyunu ise The Last Ninja olmuştu.
Dövüşürken bir yandan araştırma yapıp
çeşitli bulmacaları çözdüğünüz oyun,
ilk defa denendiğini söyleyebilecek
izometrik bir görüş açısı sunuyordu.
Başyapıtlardan birisi olan Pirates 1987
yılında piyasa sürüldüğünde tüm oyun
dünyası ayağa kalkmıştı. Karayipler’de
16. ve 17. yüzyıllarda bir korsanı
canlandırdığımız oyun, çağı için devrim
niteliğindeydi.
O yıllarda ekran başındaki oyunlarla
birlikte şimdiki internet kafelerin
yerini tutan atari salonlarında da
farklı gelişmeler de söz konusuydu.
Street Fighter, Final Fighter (meşhur
Haggar), Tek Ken ya da salonlarda
epeyce ünlenen Cadillac & Dinosaurs
(bilinen ismiyle Mustapha) oyunu…
O dönemlerde atari salonlarını ziyaret
edip de bu oyunları oynamayan yoktur
herhalde. Şimdilerde konuşulan ise
Playstation oyun turnuvaları… Yaş farkı
olmaksızın birçok kişinin bir ev ya da
internet kafede toplanıp PS partileri
düzenlediği aşikâr… Büyük küçük
herkes çocukluğunun tadına varıyor PS
ile…
Her gün daha da ilerleyen oyun
sektöründeki gelişmeleri takip
edebilmek için bilgisayarlarını modifiye
eden ve yeni oyunlar çıkar çıkmaz
bilgisayarcılara koşanlar hemen
hemen her yerde… “Diablo” efsanesi
bu konuya en güzel örnek olabilir. İlk
sürümü 1996’nın Ekim ayında çıkan
ve kısa sürede efsaneleşip yıllarca
adından bahsettiren oyun geçtiğimiz
aylarda tam 16 sene sonra yeni
sürümünü çıkarttı ve hayranlarına
teknoloji marketlerin önünde uzun
kuyruklar oluşturttu. İnternetin her
geçen gün hayatımızdaki yerini
sağlamlaştırdığı şu günlerde, zaten her
birimiz sanal karakterler halini almaya
başladık. Hatta kitaplardan takip edilen
FRP türü oyunlar sebebiyle ruhsal
tedaviler gören, geç saatlere hatta
sabahlara kadar süren oyun maceraları
sebebiyle gözleri şiş, uykusuz, asabi
insanlar olduk. Baktığımız tarlalara
“food” alanları, denizlere yeni fetih
alanları, havadan geçen her uçağa
saldırı araçları olarak algılamaya
başladık! Bir gün kalktığımızda Red
Alert canavarlarından bir tanesi
olarak uyanacağız diye korkar olduk.
Oyunların başındayken kimi zaman
futbol menajeriydik, kimi zaman F1
pilotu, Amerikan askeri, terörist, bazen
de bir kral ya da bir yaratık…