27
yabancı binlerce kişinin ziyaret ettiği
çarşılar tepeden tırnağa yenileniyor.
Diğer bir ifade ile bu çalışmalar tüm
çarşıları vizyon bölge haline getirecek.
1958’deki yangından bu yana topyekün
tadilat görmeyen çarşıların zaten ıslah
edilmesinin zorunluluk haline geldiği
de aşikar. Başta çatılar olmak üzere
cepheler, zemin, giriş ve çıkışlar
değişecek. Çatılar çini desenli olarak
hafif metalden özgün mimariye uygun
şekilde yapılacak. Cepheler traverten
taş kaplama ve vitrinlerle birlikte
tümüyle yenilenecek. Tabelalar tek tip
ve düzenli hale getirilecek. Çalışmalar
tamamlandığında, tarihi çarşılar
Bursa’ya yakışır hale gelecek. Atatürk,
İnönü ve Cumhuriyet caddelerindeki
cephe yenileme çalışmaları ve
düzenlemelerini de düşünürsek Bursa
merkezdeki çarşılar oldukça farklı bir
seviyeye ulaşmış olacak. Bir diğer
çarşı olan Tarihi Irgandı Köprüsü’nü
de beraberinde düşünürsek, birçok
otelin ve alışveriş merkezinin açıldığı
Bursa, turizmin Türkiye’deki atardamarı
haline gelecek. Bursa’nın çarşıları
saymakla bitmiyor ancak belli başlıları
şunlar: (
Kaynak:
Raif
Kaplanoğlu,
, Çarşının
Öyküsü-Bursa Kitaplığı)
Bakırcılar Çarşısı
“Yapılan araştırmalar, Anadolu’da
bakırcılığın gelişiminin çok eski tarihlere
dayandığını, bakır cevher yataklarının
eskiden beri işletildiğini doğrular.
Anadolu sanatında önemli bir yeri olan
bakır, süslemeye de çok elverişli bir
madendir. Ayrıca en çok kullanılan
maden de bakırdır. Kapı tokmakları
ve süslemelerinin, mutfak araçlarının,
takıların, müzik aletlerinin, hayvan
koşumlarının, tarım araçlarının ve
mimaride kullanılan araçların yapımında
kullanılır. Bursa’daki bakırcıların daha
çok güğüm ve mangalları karakteristik
özellikler gösterir. Bursa’daki bakırcılar,
bugün de aynı adla anılan Bakırcılar
Çarşısı’nda etkinlik göstermekteydi.
Kadı sicillerinde bu çarşı adına
sıklıkla rastlanıyor. 1760 yılında çıkan
yangında, çarşıdaki ev ve dükkanlar
tahrip olmuştu. Eskiden tüm torna
atölyeleri de bu çarşıda bulunurdu.
Çarşı, 1958 yılındaki yangında
yanmasına karşın, büyük ölçüde
aslına uygun biçimde onarıldı. Ancak
ahşap olan tonozları betondan yapıldı.
Özellikle doğudaki Taç Kapısı’nda,
oldukça güzel bir tuğla işçiliği
bulunuyor. Çarşının kuzey tarafında,
yuvarlak kemerli alt kat dükkanları
var. Geneli Konfeksiyon üzerine satış
yapıyor.”
Tahtakale Çarşısı
“Bursa'nın en eski çarşılarından biri
olan Tahtakale, kendi adıyla anılan
mahallenin can damarıdır. Eski Köylü
Pazarı’nın da kurulduğu Tahtakale,
Bursa'nın tarihî ve kültürel kimliği
açısından büyük öneme sahiptir.
Osmanlı’dan önce Bizans döneminde
Taht-El Kale olarak geçen bölge atların
bağlandığı yer olarak kullanılıyordu.
Aynı süreçte atlar için revir olarak
kullanılıyordu. Osmanlı dönemi ile
birlikte şehir kale dışına taşınmaya
başlandığında bu bölgede bir mahalle
ve çarşı ortaya çıktı. Taht-el-kale
isminden dönüşen Tahtakale ismi
Kale Altı anlamına gelir. Osmanlı
döneminde bölgede tenekeciler,
kasaplar, sakatatçılar, zahireciler vardı.
Babadan oğula esnaf anlayışı halen
devam etmekte olan bölgede 75-125
yıl arası aynı yerinde faaliyet gösteren
3 nesildir devam eden esnaflar halen
bulunur. 1855 Bursa depreminden
sonra Tarihi Tahtakale Hanı yapıldı.
Esnafın yoğun talebine istinaden
surların altıda dükkan olarak yapıldı.
2.Dünya Savaşı evveli Karacabey
ovasında leylekler ile kartalların
kavgası olmuş, buna istinaden halk
kıyamet mi kopacak diye düşünmüştür,
neticesi 2.Dünya Savaşı çıkmıştır.
Karacabey'de meydana gelen bu
olayda yaralanan leylekler Tahtakale'ye
getirilmiş, bölgede bir leylek hastanesi
kurulmuştur. Esnaf, leylekleri kendi
elleri ile beslemişlerdir. Bursa'nın en
iyi meyvesi, sebzesi, süt ürünleri, eti,
balı her zaman burada satılmaktaydı ve
buna istinaden Bursa'nın zengin kesimi
halk deyimi ile Bursa sosyetesi buradan
alışveriş yapardı. Merinos Fabrikası
açılışına gelen Atatürk'ün Mudanya'ya
demirleyen gemisine katırlarla buzlar
içinde etler buradan gitmişti. 1958
Kapalı Çarşı yangınından sonra Kapalı
Çarşı esnafı bölgeye rağbet etmiş
ve bölgenin değeri artmıştır. 1998
yılında Tahtakale Hanı’nda çıkan
yangın ile han tamamen yanmıştır. Bu
bölgede sancıları halen hissedilen bu
yangın, bölgeye rağbeti azaltmıştır.
Tahtakale’de hala aynı mütevazi
esnaf kimliği ile etin, peynirin, balın,
sebzenin, meyvenin ve birçok ürün
satılır.”
Uzun Çarşı
“Kapalı Çarşı’nın devamında, açık
olarak bulunan çarşılar vardır. Önceleri
Bursa çarşısı Kapalıçarşı’dan Tatarlara
kadar uzamaktaydı. Bugün de,
Batpazarı’na doğru uzanan çarşılara
Uzun Çarşı adı veriliyor. Bu çarşıda
sırasıyla elbiseciler, şekerciler,
ayakkabıcılar ve bıçakçılar vardı.
Bugün elbiseciler, ayakkabıcılar
ve bıçakçılar kısmen bulunurken,
şekerciler yoktur. 1927 yılında, İl Genel
Meclisi görüşmelerinde Uzun Çarşı’nın
üzerinin kapalı olduğu ve açılması
kararlaştırılır. Belgelere göre Uzun
Çarşı; Tahtakale’den Batpazarı ve
Yiğitköhne Cami’nin yanında bulunan
Galle Pazarı’na kadar uzamıştı.
Bu çarşı daha sonraki yıllarda Bursa’ya
yetmediğinden başka yerlerde de yeni
çarşılar kurulmuştur. İkinci önemli
çarşı da Atpazarı’nda bulunmaktaydı.
Dükkanların geneli giyim üzerine satış
yapıyor.”
Eski Aynalı Çarşı
“Orhan Külliyesi’nde bulunan bir
hamamdı. Koza Hanı’nın yanında,
ama ondan önce, 1339 yılında Orhan
Bey tarafından Tophane’deki Manastır
Medresesi’ne gelir sağlamak amacıyla
yaptırılmıştı. Çifte hamam sınıfından
olan hamamın duvarları kesme taş,
kubbe kasnakları üç sıra tuğla, bir sıra
kesme taş ile örülmüştür. Bir kenarı
on iki metre, kare planlı soyunmalık
bölümünden ılıklık bölümüne geçilir.
Soyunmalık bölümünün üzerinde bir
büyük kubbe vardır. Hamamda dört