33
merkezi haline geldi. 15 .yüzyıl sonu
ve 16. yüzyıl başında üretilmiş mavi-
beyaz çiniler, sert ve pürüzsüz hamurlar
ustalıkla bezenmiş üstün seramiklerdi.
Mavi tonlardaki desenlerde Çin tarzı
sakayikler, rumiler, hatailer ve çintemani
motifleri kullanılmıştı. Daha sonraki
dönemde Şam’dan getirtilen ustalar
tarafından lale, karanfil, asma, bahar
dalları, nar, haşhaş, kuş, geyik, tavşan,
balık, hayvan sahneleri, kalyonlar,
kobalt mavisi, turkuaz, yeşil ve
mangan moru renkleri ile o dönemdeki
bezemeler yapılmıştı.
15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Türk
medeniyet sanatının zirvelerinden biri
olan İznik çinisinin camilerimizde,
saraylarımızda, Türk ve dünya
müzelerinde mevcut örnekleri hala
hayranlıkla izleniyor. Dönemin
karekteristiğini oluşturan kabarık
mercan kırmızısı dönemin ustalarının
motif zenginliği ile 16. yüzyılda dünyada
da aranır oldu. Lale, karanfil, gül ve
sümbül ile bezenmiş sürahiler, vazolar,
kaseler, tabaklar, duvar çinileri bu
yüzyılın sonuna kadar zenginliğini
sürdürdü.
15-17. yüzyıllar arasında Osmanlı
mimarisinde İznik çinisi önemli bir
dekoratif unsur olarak kullanıldı. Çok
önemli gelişmeler gösterdi. Çiniler;
cami, mescit, medrese, imaret,
hamam, saray, köşk, çeşme, sebil ve
kütüphane gibi mimari değer taşıyan
her eserin üzerinde renk oluverdi. Türk
mimarisinde ve süsleme sanatlarında
çininin yeri her zaman çok büyük
oldu. Binaların ihtişamı ve güzelliği
süslemeleri ile önem kazandı. Süsleme
unsurları o yapının sanat değerini ve
estetiğini arttırarak kalıcı olmasını
sağladı. Özellikle 15., 16. ve 17.
yüzyıllardaki yapılar süs, desen, renk
ve teknik bakımdan eşsiz görünümlere
kavuştu. Duvar çinileri ise bunun önemli
parçasıydı. İznik çini fırınları bu noktada
önemli işlevleri yerine getirdi. Bugün
bu eserlerin birçoğu Avrupa ve Amerika
müze ve koleksiyonlarının en değerli
eşyaları arasında... Göz kamaştırıcı
niteliklerdeki tabak, kase, fincan, kandil
ve maşrapalar da yine İznik fırınlarında
yapıldı.
16. Yüzyıl İznik çinilerinin her
bakımdan altın çağı sayılabilir.
Renk, kompozisyon, motif, teknik
ve kalite yönünden tüm dünyanın
beğenisini kazandığı bu dönem
İznik’in tüm dünyada ayrıcalıklı bir
üne kavuşmasını sağladı. Bunun
en temel sebebi ise İznik çinilerinin
eşsiz bir ritme ve çeşitliliğe sahip
olması... Farklı kompozisyonların
uygulandığı İznik çinileri için tam bir
desen analizi çıkarmak ise neredeyse
imkansız... Teknik açıdan sahip
olduğu ayrıcalıkların yanı sıra, İznikli
çini üstatlarının etkileyici ve yaratıcı
desenleri İznik çinilerini çok daha ileri
boyuta taşır.
17. Yüzyıl sonlarından itibaren İznik
çini sanayi ve tekniğinde duraklama
dönemi başladı denebilir. Çünkü