25
Yolculuğa sabah saatlerinde
başladıysanız uçaktaki ikramı es
geçerek kendinizi meşhur Van
kahvaltısına saklamınızı öneririm. Çok
sayıda kahvaltı salonu var şehirde
ama öne çıkanlar Sütçü Fevzi ve
Bakhelebak. Bakhelebak’ı tercih
ederseniz, ünü Van sınırlarını çoktan
aşmış olan işletmeci Yusuf Konak’ın
fıkraları ve ödüllü bilmeceleri eşliğinde
eğlenceli ve doyurucu bir kahvaltı sizi
bekliyor. Tanıdık lezzetlerin yanında
yöreye özgü karakovan çiçek balı, otlu
küp peynir, kavut ve murtuğa gibi yeni
lezzetleri tatmaya da hazır olun.
Kahvaltı sonrası kısa bir şehir turu iyi
bir fikir. Tur sırasında; her köşebaşında
satılan, hazmı kolaylaştırdığına ve
vücuda zindelik verdiğine inanılan;
şekli pırasaya, tadı can eriğe benzeyen;
kemirilerek tüketilen bir tür yerel
atıştırmalık olan ‘uşkun’un tadına
bakmayı unutmayın. Üniversitede
koruma altına alınmış olanları
saymazsak şehirde görebileceğiniz tek
Van kedisi olan büyük kedi heykeli ve
İran tabelaları size unuttuğunuz anlarda
nerede olduğunuzu hatırlatacak.
Hazır İran demişken Van’ın doğu sınır
komşusu olan İran ve Çin yapımı
porselenlere, çinilere meraklı iseniz
büyük şehirlerden çok daha uygun
fiyata bulmanız mümkün çarşıda.
Fakat biz yine de Van’dan alınacaklar
listesinin başına bal, otlu peynir ve
kuru cacığın yazılması gerektiğinin
altını çizelim ve sokaklarda fazla vakit
kaybetmeden yola koyulmakta fayda
var diyerek hemen önemli duraklardan
bahsetmeye başlayalım.
Van Gölü ile çevresi, dağlık bir
bölgedeki coğrafi avantajı nedeniyle
Prehistorik Dönemden beri yerleşim
alanı olmuş. Hurriler, Hititler, Persler,
Medler, Ermeniler, Selçuklular ve
Osmanlılar gibi birçok uygarlığın izlerini
üzerinde taşıyor. Tarih ve arkeolojiye
meraklıysanız, bu izlerin sergilendiği
Van Müzesi mutlaka görülmeli. Urartu
Medeniyeti’ne ev sahipliği yapmış
olan bu topraklarda, dünyanın önemli
Urartu müzelerinden biri sayılan Van
Müzesi’nde bu medeniyetin eserlerinin
yanında tarihi MÖ 2000’lere dayanan,
boyutları 80 cm ile 3 metre arasında
değişen ve bir tür dikilitaş olan Hakkari
stellerini de görmek mümkün. Hazır
Urartular demişken şunu da belirtmeli:
sanat, dokumacılık, sulama, bağcılık,
bahçecilik ve mimari alanlarda çok ileri
durumda olan bu medeniyete ait bazı
eserler havzada dağınık bir şekilde
hala bütün ihtişamıyla ayakta duruyor
ve şaşırtıcı gelebilir ama kilometrelerle
ifade edilen uzunluklardaki bazı sulama
kanalları da hala faal durumda.