Dergi Bursa Ağustos-Eylül 2011 - page 17

15
Gelmiş geçmiş en yüce Türk
tasavvufçularından biri sayesinde
yaşanıyor olup bitenler. Her gece
birbirinden her açıdan farklı yüzlerce
insanı kendisine çekiyor bu ulvi mekan.
Karabaş – i Veli Kültür Merkezi’nde
kafanızı çevirdiğinizde bir Koreli
görebiliyorsunuz ya da bir Afrikalı.
Erzurum’dan yüreğine bir nefes huzur
çekmek isteyen Fatma kadın da orada
oluyor, Antalya’nın yörüklerinden
Mehmet Amca da... Bursalılardan ise
sadece “bilenler” orada.
Ömrünü insanlara hizmete bahşetmiş,
bu sayede halkın takdirini kazanmış bir
dünya bilgininin, tasavvuf felsefesinin
belki de en “içten” şairinin felsefesi
ile şekillenmiş bu gizemli dünyayı
bir araya getiren ise; temelde “hak”
sevdası... Felsefesinin derinliği ile
hümanizme öncülük edip İslam
tasavvufunu kendisine yol edinmiş
olan Mevlana, mesnevi kültürünün
yeşermesini sağlarken; bugün Bursa’da
bu sevdanın hiç bitmeden sürüyor
olmasını nasıl karşılardı acaba?
Mevlana Celâleddin Rumi’nin özel
olarak yaptığı zikir ve törenleri göz
önünde tutarak ölümünden sonra oğlu
1...,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16 18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,...124
Powered by FlippingBook