25
Aynalıgöl, Uludağ
Kilimligöl, Uludağ
yayılan Osmanlı Beyliği’ni kuran Kayı
Boyu’nun en uçtaki yaylaklarıydı.
Yaylanın batısındaki vadide Hayme
Ana’nın ebedi istirahatgâhının
bulunduğu köy ile aynı isimi taşıyan
“Dere Çarşamba” olarak anılıyor.
Dördüncü Gün:
Sabah kalktığımızda
kayın ormanlarının nemi çadırlarımızı
üzerine düşmüştü. Eğridere
Yaylası’ndaki köprüsünün üzerinden
kuzeye ilerlediğimizde sol tarafta
derenin güçlü kolunu boyunca giden
yoldan ilerliyoruz. Hafifçe yükselen
yolumuz bir süre sonra düzleşti.
Çimenlerin arasından akan dere sesiz
bir şekilde akıyor. Kuzeye giden yolu
soldan gelen dere yatağında terk
ediyoruz. Amacımız ormanı keserek
Alp Kıran yoluna çıkmak. Yarım saat
sonra yola çıktık ve oradan Bozkulak
Yaylası’na ulaştık. Batıya doğru
yükselen Allıkaya yoluna giriyoruz. Yol
sırtın üstünde ve sağımız ve solumuz
kayın ormanları. Ormandan sonra
alpin çayırlar başladı, ilk mola yerimiz
Sarıçayır. Burası Kütahya ve Bursa’nın
sınırı. 2052 metrelik Allıkaya’nın
zirvesine Sarıçayır’dan 40 dakikada
çıkmıştık. Zirveden Büyükoluk’a ve
orman sınırının kenarından kamp
yerimiz Akçat Yaylası’na ulaşıyoruz.
Beşinci Gün:
Kamp yerimizden
Sorgun Köyü’nün yaylası Kaynarca’ya
geçiyoruz. Yarım saat sonra Keles’e
bağlı Karabel Odun Deposu’na
ulaşıyoruz Burası Domaniç
Kocayayla’dan sonra batıya doğru
dağları aşan önemli bir geçit yeri ve yol
asfaltlandığında Keles-İnegöl arasında
ulaşımın daha da artacağı kesin. Uzun
bir moladan sonra bir süre Keles’e
giden yolda ilerleyip, sağımızdaki
orman yoluna giriyoruz ve yükselmeye
başlıyoruz. Hafif tempoda iki saat
içinde Tepel Tepe’ye ulaşıyoruz. Burası
Uludağ’ın en doğudaki uzantısı. Grup
fotoğrafı aldıktan sonra sırt hatlarından
ilerleyişimizi sürdürüyoruz. Sağımızdaki
yayla Paşaçayırı, kadife gibi çimenler
orman sınırına kadar uzanıyor. Kırkpınar
Yaylası Paşaçayırı’nın doğusunda
ve orman içinde fakat buradan
görülmüyor. Bugün iki yayla da hemen
hemen terk edilmiş durumda. Her iki
yayla da İnegöl’ün kuzeyindeki köyler