Dergi Bursa Nisan 2015 - page 65

63
dostuz.” demesini bekledik
içten içe. Boşlukta savrulurken
gözümüze takılan göktaşlarına
umutlar bağladık, onu zamanı
dolmuş bir yıldızın ölüme
gidişi sandık. İnançlarımıza
kattık o hiç görmediğimiz,
neler sakladığını bilmediğimiz
evreni. Mesajlar gönderdik,
dilekler diledik. Çoğumuz
“anı yaşa” mottosunu
sahiplenirken, ilhamını “Bir
gün gelip dünyaya düşecek
ve her şeyi yok edecek”
diye anlatılan o göktaşından
aldı. Belki çok zorladık
evrenin sabrını bugüne dek.
Belki de bu yüzden sırrını
hala tam olarak açmadı
bize. Ama burada yalnız
olduğumuza inanmıyoruz yine
de. Zaman zaman görünen
ve özellikle 50’li yıllardan
itibaren sayılarının daha da
arttığı iddia edilen “UFO”lar
(Unidentified Flying Object
- Tanımlanamayan uçan
nesneler) gösteriyor ki; orada
birileri var. Ya bizimle aynı
boşlukta yer almaktan rahatsız
ya da hallerinden memnunlar
ve arada neye benzediğimizi,
nasıl yaşadığımızı görmek için
bize kendilerini göstermeden
gelip, şöyle bir bakıp
dönüyorlar.
O bilinmeyen boşlukta,
uçsuz bucaksız sonsuzlukta
neler oluyor peki? Ve biz
ne kadarını biliyoruz ya da
bilebileceğiz? Ya Amerika’da
uzay araştırmaları amacıyla
kurulan ve bir sır gibi saklanan
51. bölgede neler oluyor?
Uzay bilimleri konusunda
birbiriyle yarışan Rusya’nın
ve Amerika’nın ulaştığı
bilgilerin ne kadarı bize
yansıtılıyor? Sonsuz bir
boşluğun, beraberinde sonsuz
sorular getirmesi şaşırtıcı
değil elbette. Bu yüzden
yüzyıllardır göğe çevrilmiş
gözler. Derinlemesine yapılan
araştırmaların, oluşturulan
teorilerin tek bir amacı var:
Gerçeğe ulaşmak. Güneş,
So, what is happening out there
in that infinite emptiness? And
how much do we know or we
ever will? Or what is taking
place at District 51 established
in America for space research
which is still a well-kept secret?
How much of the knowledge
that Russia and America have
discovered in their race for
space reach us? It is of course
not surprising that an infinite
emptiness should bring with it
infinite questions. That is why our
heads are turned towards the
sky for centuries. The in-depth
theories and studies all have
one goal in common: to uncover
reality. Sun, planets, stars,
moon… They have been waiting
to be discovered for millions of
years. Sometimes results that
are against them can also be
discovered in studies carried out
by scientists. Just like the case
of Pluton which was considered
as a planet until 2006, but was
classified as a “dwarf planet” in
that year. Mercury, Venus, Earth,
Mars, Jupiter, Saturn, Uranus,
Neptune. Who knows what
secrets the other planets carry
with them just like their order of
proximity to the sun that we were
forced to memorize in geography
classes. It was our satellite, the
Moon and Mars that attracted
our attention the most. We took
a “small step for us but a big
step for humanity” on the Moon,
which is the fifth largest natural
satellite in the Solar System. We
named it as our sister planet
due to its closeness. We are
still trying to learn if there is life
on the “red planet” Mars. In
addition to hypotheses that are
waiting to become theories and
events that cannot be explained,
there are of course some things
that we have discovered the
secrets of. Just like the Solar
Eclipse which takes place when
the Moon gets in between the
Earth and the Sun in its course
around the Earth. There is also a
Lunar Eclipse in addition to the
Solar Eclipse which we observe
with pieces of x-ray films in our
hands. However, as we all know,
this does not correspond to the
disappearance of the Moon
completely. Even though we think
this is the case when we cannot
see the Moon, in reality what
takes place is a reflection of light
1...,55,56,57,58,59,60,61,62,63,64 66,67,68,69,70,71,72,73,74,75,...124
Powered by FlippingBook