75
Doğuştan, çevresindeki
her şeyi siyah, beyaz ve gri
tonlarında görmesine neden
olan “achromatopsia (renk
körü)” hastası Neil Harbisson,
2003 yılında bir sibernetik
uzmanı ile tanışarak onun
yardımıyla kendine yeni bir
dünya yarattı. Renkleri sese
dönüştüren bir teknolojiyi
vücudunda taşıyarak bir
mucize gerçekleştirdi.
Kafatasına monte edilen
kamera bir çubuk ile alnının
önünde duruyor ve bağlı
olduğu ses çipi, kameranın
gördüğü tüm renkleri sese
dönüştürerek kafatasına
ulaştırıyor. Yalnızca normal
renkleri değil, kızılötesi
renkleri de görebilen
Harbisson, parçası olduğu bu
teknoloji ile konserler veriyor.
Kafasındaki çiple internete de
bağlanabiliyor ve çip yüzünden
yaşadığı sıkıntıların büyük
bir kısmını, onu pasaportuna
kaydettirerek çözmüş.
Hayatının büyük bir parçasını
oluşturan bu teknoloji onu
bir nevi “cyborg” yapmış ve
herhangi bir koruma duvarı
kullanmadığı için de en büyük
korkusu “hack”lanmak.
Onun “anten”i rengin ışığını
ayırt ederek onun ses
olarak geri dönüşümünü
kafatasındaki çipe yansıtıyor.
Çip de ışıktan aldığını tınıya
çeviriyor ve bu tınıları ses
dalgaları olarak kemiklere
gönderiyor. Böylece bizim
kulaklarımızla duyduklarımızı
Harbisson kemikleriyle
dinlemiş oluyor. Dünyaca
ünlü ressamlar onun için
birer müzisyene dönüşürken,
günlük hayatındaki her şey
ona şarkı söyler hale geliyor.
Nerbisson yıllardır kullandığı
bu teknolojiye 5 ay içinde
alışmış. Belki daha önce
defalarca gördüğü yüzleri,
eşyaları, resimleri artık
duyabiliyor ve hayatın içindeki
her şeyin bir şarkısı olduğunu
ispatlarcasına yaşıyor. Ona
göre aslında bu yeni bir
teknolojinin duyurulması ya da
yeni bir ürün değil. Bu yalnızca
duygularımızı akıl almaz bir
yöntemle kullanmamamızı
sağlayan bir organ…
TED konferanslarında
anlatmakla yetinmeyip,
Berselona Palau de la
Musica’da renklere dayalı bir
müzik parçası besteleyerek,
bunu orkestra ve koro aracılığı
ile insanlarla paylaşan
Harbisson, kafataslarına çip
takmadan da herkesin bu
teknolojiden yararlanabilmesi
için bir de uygulama geliştirdi.
Uygulama sayesinde
akıllı telefonun kamera ve
hoparlörlerini kullanarak
renkleri dinlemek mümkün
olabiliyor.
Neil Harbisson has been
affected with the hereditary
“achromatopsia (color
blindness)” disease causing
him to see everything in tones
of black, white and grey and in
2003 he created a whole new
world for himself with the help
of a cybernetics expert he met.
He performed a miracle by
carrying with him the technology
that transforms colors into
sounds. A camera placed on his
head which sits in front of his
forehead thanks to a rod and the
sound chip that it is attached
to transforms all the colors
the camera sees into sounds
thus sending them to the brain.
Harbisson sees not only normal
colors but also infrared colors as
well and gives concerts with this
technology. He can also access
the internet using the chip in his
head and he has solved many of
the problems he has experienced
because of the chip by having
it registered to his passport.
This technology comprises a
large portion of his life and has
transformed him into a “cyborg”
whose greatest fear is that of
being “hacked” since he does
not use any firewall.
His “antenna” detects the color
of the light thus sending it back
to him. The chip transforms
what it receives from the light
into tones and sends them to
the bones as sound waves.
Thus, what we hear with our
ears Harbisson listens with his
bones. World famous paintings
become musicians for him, while
it is as if everything in his daily
life sings to him. Harbisson has
gotten used to this technology in
5 months and he has been using
it ever since for years. He can
now hear the faces, furniture and
paintings that he has seen before
many times and he lives as if
to prove that everything in our
lives has a song to it. For him,
this is not the announcement
of a new technology or just
another new product. This is
only an organ that enables us
to use our emotions in the most
unbelievable way possible…
Harbisson was not content with
just talking about this at the TED
conferences, so he composed
a song based on colors at
Barcelona Palau de la Musica,
sharing it with others through
orchestra or chorus while also
developing an application that
will enable people to make use
of this technology without any
chip in their brains. Thanks to this
application, it is possible to listen
to the sound of colors using our
smart phone and speakers.