128
çizgi üstü
Hep darlığını çektiğimiz şu “zaman”dı
bizim gözümüzü kapatan. Örneğin,
Kültürpark’taki ağaçların gövdeleri düz,
çocuklar yaramaz, baloncuysa kurnaz
görünebilirdi acelesi olan bir insana.
Bir defasında vaktini iyi değerlendirmek
adına, elinde küçük bir kent rehberi
ile oradan oraya koşturan, şehrin
bütün tarihi ve ünlü yerlerini görmek
telaşıyla belediye binasının önündeki
merdivenlerden bir aşağı bir yukarı
çıkan zavallı, iki genç turist görmüştü
genç adam. Aslında ikisinin de
gözlerinin görmediğini, dahası bunun
farkında da olmadıklarını düşünmüş,
onlar adına üzülmüştü. Ona göre,
bir şehirde ister bir turist olun, ister
bir tutsak, zamanı unutmalısınız.
Caddenin kaldırımlarında en sevdiğiniz
hızda yürümeli, yürürken insanların
yüzlerine tek tek bakmalı, güzel
olanları seçmelisiniz. Yüzlerden biri
Genç adam, saate uzun müddet bakmadan keyifle
yürüyordu Heykel’de. Ne mutluydu ki hiç acelesi
yoktu. Bir yere yetişmek için dışarı çıktığında, sanki
dünya tüm rengini yitirirdi onun için. Öyle anlarda, ne
şu baloncunun, ne çocukların, ne de Kültürpark’taki
ağaçların bir güzelliği vardı.
Zamanın
ötesindeki şehir