44
dosya
Bursa'da Zaman 
Bursa'da bir eski cami avlusu, 
Küçük şadırvanda şakıyan su; 
Orhan zamanından kalma bir duvar... 
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar 
Eliyor dört yana sakin bir günü. 
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü 
İçinde gülüyor bana derinden. 
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden 
Ovanın yeşili göğün mavisi 
Ve mimarilerin en ilâhisi. 
Bir zafer müjdesi burda her isim: 
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim 
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın 
Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın. 
Güvercin bakışlı sessizlik bile 
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle. 
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası, 
Muradiye, sabrın acı meyvası, 
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, 
Türbeler, camiler, eski bahçeler, 
Şanlı hikâyesi binlerce erin 
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin 
Nakleder yâdını gelen geçene. 
Bu hayalde uyur Bursa her gece, 
Her şafak onunla uyanır, güler 
Gümüş aydınlıkta serviler, güller 
Serin hülyasıyla çeşmelerinin. 
Başındayım sanki bir mucizenin, 
Su sesi ve kanat şakırtısından 
Billûr bir âvize Bursa'da zaman. 
Yeşil türbesini gezdik dün akşam, 
Duyduk bir musiki gibi zamandan 
Çinilere sinmiş Kur'an sesini. 
Fetih günlerinin saf neşesini 
Aydınlanmış buldum tebessümünle. 
İsterdim bu eski yerde seninle 
Başbaşa uyumak son uykumuzu, 
Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu 
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, 
Havayı dolduran uhrevî âhenk. 
Bir ilâh uykusu olur elbette 
Ölüm bu tılsımlı ebediyette, 
Belki de rüyâsı büyük cetlerin, 
Beyaz bahçesinde su seslerinin. 
Ne içindeyim zamanın 
Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında,
Bir garip rüya rengiyle
Uyumuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sukutu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
Içim muradıma ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;
Koku bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim
Karışan saatler içinde 
Karışan saatler içinde hâtırana
Bazı sabahlarla ikindiler yan yana,
Değişik gülleri sanki tek bir baharın;
Bâkir hülyasıyla beyaz ve ürkek yarın,
O sükût bahçesi, ufkunda kuş yerine
Hasret kanat çırpar düşünen ellerine...
Hep aynı nağmede çılgın dolaşan yaylar,
Bir yıldız kervanı gibi haftalar, aylar
Hep aynı hayalin peşinde bu yolculuk,
Hep gül yangını ve bahar sıtması ufuk...
Tenha bir ucunda gecenin bir sır gibi
Fısıldanan adın kardeş, dost ve sevgili,
Durgun havuzların süsü ten rengi çiçek
Bir mevsim cümbüşü içinde süzülerek
Ömrün gecesinde ve kader rüzgârında
Bir ürperme olur çıplak omuzlarında...
44
1...,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45 47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,...156