127
sürprizle karşılaştık. Teknenin motoru
sualtındaki yüksek bir kayaya çarpmıştı
ve bu durum tekneyi epeyce sallamıştı.
Hepimiz teknenin başına bir şey geldiği
konusunda endişelenmiştik fakat durum
korkulduğu gibi değildi. Teknede
herhangi bir arıza oluşmamıştı. Hemen
suya atlayan usta dalgıçlar motor
istop ettikten sonra teknenin altını
kontrol etmişti. Bu tatsız olay biraz
endişelendirse de neşemizi kaçırmaya
yetmemiş, diğer dalış noktasına doğru
hareket etmiştik.
İkinci noktaya geldiğimizde ise hava
esmeye başladı ve en nihayetinde
dalga çıkmaya da başlamıştı. Bu
durum dalgıçların bir an önce suya
girmelerine sebep oldu ve ikinci dalışlar
biraz daha hızlı ve heyecan dolu
olacaktı. Birinci grup yine ilk kez suya
inerken yaşanan heyecanla birlikte
daldıktan sonra, biraz daha derin olan
bu bölgede yüzenlerin sayısı da az
oldu. Ama merak edilen havanın daha
da bozup bozmayacağıydı. Çünkü
teknedeki sallantı giderek artıyordu ve
dalıştan dönenleri bekleyen diğer tekne
yolcularını yavaş yavaş deniz tutuyordu.
Bu sadece tekne üzerindekilere değil
suya dalan dalgıçların görüş mesafesini
ve hareket kabiliyetini de etkiliyordu.
Neyse ki rüzgâr hızını biraz düşürdü
ve hem teknedekiler hem de dalgıçlar
rahat bir nefes aldı.
İlk gruptan sonra dalış sırası yine
bize gelmişti. Ekipmanlarımızı bir
öncekinden kazandığımız tecrübelerle
çok daha rahat giyebilmiş ve dalış
platformundaki yerimizi almıştık.
Sırasıyla suya indikten sonra tecrübeli
dalgıçlar da yanımızdaki yerleri aldılar
tekrar. Bu sefer heyecanımızı çok daha
erken yenmiştik fakat daha derin bir
noktada olduğumuz için merakımız ve
korkumuz da aynı derecede artmıştı.
Üstelik su oldukça dalgalı ve akıntılıydı.
Ama korktuğumuz gibi bir süreç
yaşamadık. Tek fark görüşün oldukça
zayıflamış olmasıydı. Buradaki balıkların
cinsi ve büyüklükleri de farklıydı. Hepsi
birbirinden güzel ve büyüleyiciydi. Ama
tıpkı diğeri gibi süremiz hızlıca bitmişti
ve tadı damağımızda bir şekilde dönüş
yolundaydık.