137
Doors. Müzik kavramını, bazen
çok kısa ve akorlara bağlı klavye
vuruşları, bazen 12 dakikalık dualar,
küfürler, lanetleyişler, özgürleşmeler
ve kendinden yeniden dogma gibi
kayda değer çabalarla yücelten bir
yapıya sahipti bu grup. Solistinin
Jim Morrison olduğu bir gruptan da
ancak böylesine derin ve şiirsel bir
anlatım beklenebilirdi. Hikâye 1965’te
başlamıştı ve 71’de Jim Morrison'un
ölümüyle sona erdi.
Etkileyici ve şiirsel şarkı sözleri, iyi
düzenlenmiş müziğiyle öne çıkmış
olan bu kıdemli Rock grubu, vokalisti
ve aynı zamanda şarkı sözlerinin de
yazarı Jim Morrison'ın seksi görünümü,
cazibesi ve sahne performansı ile
giderek akıllara kazındı. Sahnedeki
yüksek performansları, Morrison’un
sahnedeki ilgi çekici başarısı ve lirik
etkisi grubu her geçen gün ve her
dinlettiği kişide daha da kalıcı hale
getirdi. "Break on Through (to the
Other Side)", "L.A. Woman," "The End,"
"The Crystal Ship", "Light My Fire"
ve “People Are Stranger” şarkıları
birçok kişinin “en iyileri” arasında
yerini aldı. Özellikle yaklaşık 12 dakika
süren "The End", grubun en sarsıcı
parçalarından biri olarak kabul gördü.
"Light My Fire" için ise grubun güzel
fakat üstüne en yapışmış parçasıdır
demek yanlış olmaz. Doors grubunun
adı Aldous Huxley'in meskalin adlı
uyuşturucu maddeyle yaşadığı gerçek
deneyimlerini anlattığı Algı Kapıları
(Doors of Perception) isimli kitaptan
esinlenerek koyulmuştu. Grubun
başarısında ismi ile örtüşen müzik
anlayışı ve Morrison’un şarkı sözlerinin
bu kimliğe sağladığı uyumun da etkisi
çok büyüktü.
Jim Morrison’un tüm dünyayı peşinden
sürükleyen sözleri yazmasında çocuk
yaşta ailesiyle beraber bir seyahatte
yaşadığı bir kazanın etkisi çok büyüktü.
O kazada ölen Kızılderili şamanının
ruhunun kendi ruhuna karıştığını ve
çok küçük yaşta ölümü tanıdığını
söylüyordu. Kim bilir belki de haklıydı.
Jim yaşadığı olayı şöyle anlattı yıllar
sonra: "Kanayan Kızılderililer saçılmış
şafak vakti otoyola. Hayaletler sarıyor
küçük çocuğun nazik zihnini."
Jim Morrison hayranları için hem bir
ilah, hem bir şeytan, hem bir şair, hem
bir müzisyendi. Onu en iyi anlatan
ve de büyük ihtimalle en iyi anlayan
Ray Marzarek’e göre Jim çok daha
fazlasıydı: “Ben onu hep eski Yunan
ozanlarının çağımızdaki bir örneği
olarak gördüm. O belki de Dionysos.
Hislerin, anlık kararların, müziğin ve
dansın tanrısıydı o. Bir konserden
diğerine ne yapacağı belli değildi;
bazen bir şeytan, bazen bir iyilik
perisiydi...”
Doors grubu 1965 yılında Kaliforniya
Üniversitesi sinema öğrencileri Jim
Morrison ve Ray Manzarek tarafından
kurulduğunda Morrison, Moonlight
Drive adlı parçayı ilk kez bu sırada
Ray’e okudu ve bu parça grubun
kurulmasına vesile oldu. Jim'den
etkilenen Ray o sıralardaki grubu
"Rick and The Ravens"’tan ayrılmış;
Robby Krieger ve John Densmore
adında önceden tanıdığı arkadaşlarını
yanlarına katarak grubu kurmuştu.
Hayranları Jim Morrison'a daha sonra
Lizard King (kertenkele kral) ismini
taktı ve Morrison birçok konserinde
söylediği “I'm a lizard king I can
do anything” sözü ile özdeşleşti
(ben kertenkele kralım ve her şeyi