109
insan böbreği yapmışlardı. Şu anda
tam anlamı ile kullanılabilir olmasa
bile önümüzdeki 10 sene içerisinde bu
yapay organlar neden organ nakilleri
ve onun getirdiği zorlu süreçlerin yerini
tamamen almasınlar ki?
Havalı kaslar
Eğer kök hücre
alternatiflerimizi
beğenmediyseniz ve
Terminatör filmlerinin
hayranıysanız hava
kasları tam size göre... Temel olarak
aslında minibüslerin kapılarını açıp
kapatan havalı sisteme benzese de
bilim adamları bu kasların biz insanların
kasları kadar hassas ama kuvvetli
bir şekilde çalışacak şekilde yeniden
tasarladılar. Bu elektronik kaslar hava
basıncını kullanarak gerçek kasların
verdiği tepkileri verebiliyorlar.
Bu mucizevi kaslarla
yapılabilecek yapay kol, el
ya da bacak pek çok engelli
insana umut kaynağı olabilir.
Bu yapay kasların insanlar
üzerinde kullanımı dışında bir
kullanım alanı da anatomik
insana çok benzeyen robotların
yapılmasını sağlayabilecek
olmaları. Yeterince
çoğaldıklarında dünyayı ele
geçirmedikleri sürece, kimse
evde çamaşır ya da bulaşıkları
halledip size şöyle köpüklü bir
Türk kahvesi getirmesine karşı
çıkmaz sanırım.
Düşüncenin
Gücü Adına
Yıllarca klavye
başında
saatlerini
geçirmiş biri
olarak, bu işin daha kolay
bir yolu olsun diye dua
ettiğim çok zaman oldu. Yıllar süren
dualarım geçen Şubat ayında yanıt
buldu ve bilim adamları yıllardır
hayalini kurduğumuz bir başka
sistemi daha hayata geçirdiler.
Düşünce ile çalışan bilgisayar!
Aslında bilgisayar düşünce ile
çalışmıyor tabi de böyle söyleyince
daha etkili olur diye düşündüm işin
açıkçası. Herhangi bir bilgisayarla
çalışan bu sistem henüz yolun
başında ancak son kullanıcıya
ulaştı bile. Emotiv EPOC markası ile
piyasaya çıkan cihaz beyin dalgaları
ve yüz mimiklerinden faydalanarak
neyi kastettiğinizi algılayarak bunu
bilgisayara aktarmaya muktedir
durumda. Henüz komutlar basit,
refleks süresi biraz zayıf ama
önümüzdeki yıllar için inanılmaz
önemli bir adım.
Kullanım alanlarını düşündüğünüzde
ileride klavyeye bir daha hiç el
sürmemiz gerekmeyebilir. Bilgisayar
oyunlarındaki hareket kabiliyetimizin ne
kadar artacağını düşünün ya da bütün
bunlar bir yana direksiyon, pedal ya da
vites olmaksızın kontrol edebildiğiniz
arabaları düşünün. Bütün bu tembel
işi icatları bir kenara bırakırsak asıl
ihtiyacı olan hiç hareket edemeyen
felç hastalarının sese kavuştuğunu
düşünün. Hele daha önce bahsettiğim
yapay kaslarla birleşirse insanlığa
inanılmaz faydalar sağlayabilir.
Ağzınıza bir parmak çaldığım bu engin
teknoloji denizi bize ne getirir bizden
ne götürür çok tartışılır ancak benim
emin olduğum tek şey varsa o da her
geçen gün bu gelişim ağzımızı biraz
daha açık bırakıp, kalbimizi biraz daha
hızlı çarptıracak olduğudur. Teknolojik
hayallerimizin gerçeğe en yakın olduğu
çağda yaşıyoruz, keyfini çıkaralım.