61
Özgür Çakır
Son yıllarda artan popülerliği nedeniyle
belki birçoğunuzun çoktan ziyaret ettiği
bir yer Bozcaada. Belki bazılarınızın
gitmeyi hep isteyip de ertelediği
bir durak. Her şekilde hafızaları
tazelemenin ya da henüz tanışmayanlar
için “rüzgârın adası” Bozcaada
ile tanışmanın vaktidir. Kaç defa
geldiğinizin sayısını unutmuş olsanız da
ilk defa gelecek olsanız da değişmeyen
bir şey var; ada sizi her seferinde ilk
kez geliyormuşsunuz gibi karşılayacak.
Türkiye’nin üçüncü büyük adası diye
söze başlayacağım ama bakmayın
siz bu dereceye. Etrafındaki irili ufaklı
17 adacık da dâhil olmak üzere
yaklaşık 40 km2’lik bir yüzölçümüne
sahip küçük bir adadan bahsediyoruz
aslında. Bağlı köy ya da nahiyenin
bulunmadığı tek ilçe olan Bozcaada,
Kuzey Ege’nin doğusunda,
Çanakkale Boğazı girişinde yer
alıyor. Çanakkale’nin bir ilçesinden
bahsedince Bursalılarda günübirlik bir
ziyaret fikri oluşabilir. Bunu pek tavsiye
etmem. Bursa ile Bozcaada arasında
hatırı sayılır bir sürüş mesafesi var.
Bandırma ya da Balıkesir üzerinden
feribot seferlerinin gerçekleştirildiği
Geyikli İskelesi’ne yaklaşık 4,5-5 saatlik
bir yolculukla ulaşmak mümkün. Bu
mesafe Bandırma üzerinden yaklaşık
320 km, Balıkesir-Edremit üzerinden
gitmeyi tercih edenler için ise yaklaşık
340 km’lik bir mesafe söz konusu.
Tenes’in adası Tenedos*
*Bozcaada
Dergi Bursa’nın “özgürlük” temalı bu sayısında küçük çaplı bir
ironiye imza atarak sizleri Osmanlı devrinde bir dönem sürgün
yeri olarak da kullanılan bir adaya davet edeceğim. Eskilerde
adada olmak belki hapsedilmişlik hissine neden oluyor olabilir.
Ancak günümüz büyük şehir insanı için gündelik yaşamla
bağların koptuğu böylesine özel bir adada olmak özgürlüğün
tanımlarından biri; Homeros’un İlyada Destanı’ndaki efsanevi Truva
donanmasının saklandığı gizli liman olan bu ada, kent yaşamının
telaşından gizlenilecek bir liman olabilir pekâlâ bizler için de.