Dergi Bursa Ağustos/Eylül 2014 - page 23

21
Hayatın ilk gününden itibaren
hep bir yol söz konusu.
Gidilen, kalınan, beklenen,
özlenen, niyet edilen ama bir
türlü çıkılamayan yollarla dolu
dört bir yanımız… Bir gün
“haydi” diyebilirsek belki o
zaman yola çıkarız. Belki gider
kim bilir belki de olduğumuz
yerde kalırız. Zaman zaman
sırf gitmiş olmak için gideriz bir
yere. Cemal Süreya’nın arzu
ettiği “can” kenarı bir yolculuk
bekliyordur bizi belki de…
“Uzak dediğin önce
içinde birikir insanın.
Sonrası yalnızca yoldur.”
Murathan Mungan
Yanlışlıkla düştüğü çukurda
dikkatini çeken beyaz bir
tavşanın peşinden gidip,
Harikalar Diyarı’na ulaşan
Alice kadar şanslı değiliz
hepimiz. Denk gele hayatlar
yaşayıp, tesadüflere sığınarak
ilerlemek ne kadar mümkün
olabilir ki? Aklımız ermeye
başladığı andan itibaren hep
plânladığımız, çevremizdeki
örneklere göre ilerlememiz
gerektiğine inandırıldığımız
yollarımız var bizim. Âşık
Veysel’in dediği gibi; dünyaya
geldiğimiz anda yürümeye
başladığımız, menzile
yetişmek için gece gündüz
gittiğimiz uzun ince bir yol…
Bu yolda güller de çıkar
karşımıza, dikenler de. Ama
yanımızda güvenebileceğimiz
bir yol arkadaşı varsa ne
doyarız gülleri koklamaya,
ne de dikenleri yeter canımızı
acıtmaya… Bu bildiğimiz,
ister istemez gittiğimiz yolun
yanı sıra bir de isteyip de
gidemediğimiz yollar var.
Hayalini kurduğumuz, “bir gün
mutlaka” dediğimiz, herkesin
hayatında bir kez de olsa
“gidesi” gelen yollar… Özellikle
güzel havaların verdiği etkiyle
daha bir fazla gelen “gitmek”
isteği… Nereye, ne zaman
olursa yalnızca gitmek…
Küçük bir sahil kasabasında,
herkesten, her şeyden uzak
kalmak; yalnızca kendiyle
There is a road starting from
the first day of one’s life. We are
surrounded by roads that are
walked on, that are stayed on,
that are awaited, missed, longed
for but never reached… Maybe
one day we can set off if we just
say “come on”. Maybe we will go
or maybe we will stay where we
are. Sometimes we go places
just to have done so. Maybe a
journey close to one’s own ‘heart’
awaits as just like those that
Cemal Süreya desires…
“What you call far away
first builds up inside you.
The rest is just roads.”
Murathan Mungan
We are not as lucky as Alice
who finds Wonderland when she
follows a white rabbit that she
meets after accidentally falling
down a hole. How long can it be
possible to live randomly taking
refuge in coincidences? We
have roads that we are made to
believe we should follow starting
from the very first moment that
we can think for ourselves. Just
as Âşık Veysel has said; we start
walking as soon as we are born
on a long and narrow road that
we walk on to reach the final
destination… We encounter
roses as well as thorns on this
road. But if we have a travel
partner we can trust we cannot
get enough of the roses that
we see on the way nor can
the thorns hurt us… There are
also roads we cannot walk on
in addition to the ones that we
know. Those that we dream of
and those that we say “one day
for sure”, roads that everyone
desires to walk on during a
certain period in their lives…
One longs to “go” more when
the weather is nice… Wherever,
whenever doesn’t matter; one
just wants to go… Some want to
stay away from everything and
everyone else in a small coastal
town; living by one’s own self is
more attractive. Sometimes one
just wants to go. Or just to have
“it” by their side… But how is it
possible to reach the end if one
is too lazy to start or if one does
not have the courage to do so?
“There are times when it
does not matter where you
are going because what
matters than is who you are
going there with.” Tolstoy
Engin Çakır - Uludağ / Bakacak yolu, Eylül 2011
Engin Çakır - Tirilye, Ağustos 2012
1...,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22 24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,...132
Powered by FlippingBook