23
değil belki mesafeler.
Günlerce, haftalarca yol alan
kervanlar yok artık. İnsanın
yolunu bulması ya da gittiği
yolda kaybolmaması için
farklı yöntemlere başvurması
gerekmiyor. En önemli yol
göstericilerden biri olan
ve ilk kez İ.Ö. 7. yüzyılda
inşa edildiği bilinen deniz
fenerleri, bugün hâlâ uçsuz
bucaksız okyanuslarda,
karanlığın içinde yapayalnız
ilerleyen denizcilerin umudu
olmaya devam ediyor. Ama
artık yolumuzu bulmak için
eskisi gibi gökyüzünden
yardım ummak ya da karınca
yuvalarından anlamlar
çıkarmaya çalışmak gibi
dertlerimiz yok. Bir çubuğun
gölgesini takip etmek,
yosunların konumundan ya da
camilere, mezar taşlarına göre
nerede olduğumuzu anlamaya
çalışmak zorunda da değiliz.
Teknoloji sayesinde geliştirilen
yön bulma cihazlarımızın
pilleri dolu olsun yeter. Yola
çıkmak da, yolda olmak da
son derece kolay artık. Ama
kavuşmalara engel olduğu,
sevenleri birbirinden ayırdığı
sürece ne kadar uzak ne
kadar yakın olduğunun; ne
kadar kolay bulunduğunun ya
da aşıldığının pek bir önemi
kalmıyor.
Ucunda bazen acı veren
ayrılıklar, bazen neşe dolu
kavuşmalar olan yol aynı
zamanda Uzakdoğu’da bir
felsefe. Savaş sanatlarında
dengeyi kurabilmek, şiddeti
yenip, erdemli olmayı öncelikli
kılabilmek için geliştirilen
bir felsefe. Uzakdoğu dövüş
sanatlarının neredeyse
tamamının isminde bulunan
ve “yol” anlamına gelen “Do”
ancak doğa ile uyum içinde
yaşayarak sağlanabilen bir
kişisel farkındalık gücünü
temsil ediyor. Gerçekleştirilen
eylemin “dövüş” olmasına
karşılık, amacın mücadele
etmekten ziyade, insanın
özüne hâkim kalarak evrende
Roads that lead to separations
as well as joyful meetings is a
philosophy in the Far East. It
is a philosophy developed to
find the balance in martial arts,
overcome violence and to be
virtuous first and foremost of all.
“Do” is used in almost all the
martial arts and it means “road”
as a representation of personal
awareness power that can be
attained by living in harmony with
one’s own self. Even though the
action is “fighting”, it advocates
that the goal is not to put up a
fight but rather living in harmony
with the universe by staying true
to one’s core. The Do philosophy
advises that people are part of
nature and that they should do
everything properly and go to
all lengths about whatever they
are doing. According to this
philosophy, yesterday is gone
and tomorrow should not be
thought about until it becomes
“now”; a real traveler of “Do”
lives only in the “moment”. One
should first accept one’s own
self with all rights and wrongs
in order to understand the Do
philosophy and to become a real
traveler of Do. Honor, loyalty,
courage, kindness, compassion,
righteousness, justice and
sincerity are among virtues that
a traveler of Do should have. Do
is the philosophy of not fighting
even though it gives its name
to martial arts and the only fight
that “Do” puts up is with the one
and only enemy: ego. Because
according to this philosophy
one can live in harmony with the
universe only when one is dead.
“The only obstacle between
you and travelling is the
door sill.” Bosnian Proverb
Actually it is not surprising that
the concept of road that carries
intense truths with it appears as
a philosophy. The concept of
“road” becomes indispensable
because not only does it cover
all of our lives but it also carries
important meanings with it. The
modern time travelers of today
learned how to write their travel
memories from Marco Polo.
The travel blogs of our day are
actually his legacy. Seyahatnâme
has been written by Evliya Çelebi
who has hit the roads after a
dream he saw and its memory
continues to inspire travelers
who drift with their longing for
Emrah Uygun, Karaağaç Mahallesi - Bursa, Nisan 2010