Dergi Bursa Ocak 2016 - page 41

39
Kış gelip, şehrin dört bir yanı
bembeyaz olduğunda doğanın
bize sunduğu manzaraları
izlemeye bayılırız. Ama bir
yandan da içimizi ısıtacak
bir şeylere, kapıya dayanan
soğuklara karşı bizi savunacak
çarelere ihtiyaç duyarız.
Yeşil Bursa’nın en beyaz
zamanlarında, Tabiat Ana’nın
kenti beyaz örtüsüyle kapladığı
dönemlerde penceremizin
kenarından lapa lapa yağan
karların gökten süzülüşünü
izlemek tarif edilemez bir keyiftir.
Bir de biz bu manzaraların tadını
çıkarırken bize eşlik eden bir
fincan sıcacık salep varsa...
Hele ki Uludağ’da soğuk bir
havada kayaktan döndüyseniz.
Dumanı tüten, her yudumunda
içimizi ısıtan, bol tarçınlı sıcacık
bir fincan salep.
Salep, genel olarak yalnızca kış
aylarının vazgeçilmez içeceği
olarak anılsa da özünde,
çok eski dönemlerde, henüz
çay kahvenin bilinmediği ve
yeterince yaygınlaşmadığı
dönemlerde keşfedilmiş bir
çiçek. Orkide ailesine ait, yabani
orkidelerin yumru köklerinden
elde edilir; hastalıkların
tedavilerinde kullanılırdı. 17.
yüzyıldan itibaren ise Osmanlı
sarayları başta gelmek üzere
dünyanın dört bir yanında
çeşitli baharatlar eşliğinde,
sütle karıştırılarak bal ya da
şeker eklenerek tüketilmeye
başlandı. Salebin elde edildiği
toprak altında yetişen tel
köklü, odunsu bitkinin gövdesi
silindire; mor, sarı, yeşil ya
da eflatun renkli çiçekleri ise
salkıma benziyor. Anavatanının
Anadolu olduğu bilinen bu
bitkinin kökleri topraktan
çıkartılıp temizlendikten
sonra öğütülerek toz haline
dönüştürülüyor. Hoş kokusunu
ise içeriğindeki “cumarin”
adındaki maddeden alıyor.
Nişasta ve şekerin de içinde
bulunduğu bu bitki, salebe
koyu kıvamını veren musilaj
maddesini de bünyesinde
We love to watch the scenes of
nature around us when winter
comes and paints the city in
white. However, we also need
things to warm us up inside,
things that will defend us against
the cold outside of our doors. It is
an indescribable joy to watch the
falling snow from our windows
when Mother Nature covers up
the entire Green City of Bursa
all in white. And if there is a mug
full of hot salep to accompany
us as we enjoy the nice view
outside… Moreover, if you have
just returned from skiing in the
cold out at Uludağ. A mug full
of steaming salep with lots of
cinnamon that warms us up
inside with each sip.
Even though salep is best
known as an indispensable
drink only for the winter months,
it is actually a flower that was
discovered in very old times
when coffee and tea was not yet
popular. It belongs to the orchid
family and is made from the
tubers of the orchid genus; it was
used to treat diseases. Starting
with the 17th century, it started
to be consumed primarily in the
Ottoman palaces as well as all
over the world by mixing it with
milk and adding honey or sugar
in the accompaniment of various
spices. The stem of the plant
with the tuberous root resembles
a cylinder whereas the purple,
yellow, green or lilac colored
leaves resemble a bunch. The
origin of this plant is known to be
Anatolia and it is turned into dust
by grinding after taking its roots
out from the soil and cleaning
it. It gets its nice scent from a
substance called “cumarin”. This
plant also contains starch and
sugar as well as the substance
called mucilage that gives salep
its thick texture. The salep drink
has a wide scope within the
Ottoman culture and is obtained
only from a certain type of orchid
that grows in the mountains of
Kahramanmaraş. Indeed, it is
also known that the secret to
the unique taste and smell of
the famous “Maraş Ice Cream”
is salep. The taste of salep that
is boiled in copper boilers for a
long time depends on the quality
of milk that it is boiled with.
1...,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40 42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,...100
Powered by FlippingBook