77
Bursalı müzisyen Buse Türker’in
9 yaşında başlayan müzik
serüveni siyah-beyaz bir Türk
filmini andırıyor. Çocukken
keşfedilmesi, ona albüm
yapmak için peşinde koşan
yapımcılar, klipler, televizyon
programları, yaldızlı ve ışıltılı
bir hayat... Çocukluk hayalini
gerçeğe dönüştürmek için
yıllarca bekleyişi, gösterdiği
bu sabrın yapmak istediği işi
en iyi şekilde, profesyonelce
yapabilmek için oluşu... Sözü ve
müziği Nazan Öncel’e ait olan
yeni bir şarkı ile ilk single’sini
çıkarmaya hazırlanan Buse
Türker ile bu filmin kamera
arkasını, müzik aşkını, “çocuk
şarkıcı” yıllarını, arabeskten
caza geçişini, bugününü ve
gelecek planlarını konuştuk.
Müzik serüveniniz nasıl
başladı?
Aslında her şey 9 yaşında,
ailecek gittiğimiz bir tatil
köyünde başladı. Bir gece
İbrahim Tatlıses sahne alıyordu
ve ben aslında sahneye ona
çiçek vermek için çıktım. Bir
anda kendimi şarkı söylerken
buldum.
Kendinizi, müziğe olan
ilginizi keşfedişiniz ve
keşfedilişiniz de bu
şekilde mi oldu?
Evet, hem kendimi ve müziğe
olan ilgimi, sevgimi, yeteneğimi
keşfettim hem de bir anlamda
keşfedildim. O günden sonra
birkaç televizyon programına
çıktım. Ardından da albüm
teklifi geldi. Benim, o zamanlar
sevdiğim bir tarzda arabesk
/ fantezi olarak çıktı albüm.
Albümde Selami Şahin, Hüsnü
Şenlendirici gibi birçok önemli
isim ile birlikte çalıştım.
Ancak o albümden sonra
uzun bir ara verdiniz. Bu
süreç neden bu şekilde
ilerledi?
Her şey filmlerdeki gibi
gidiyordu. Hayallerim
gerçekleşiyor, sesimi duyuruyor,
televizyon programlarına
The adventure in music of Buse
Türker, a musician from Bursa,
started when she was aged
9 and it resembles a black
and white Turkish movie. Her
discovery when just a small
kid, producers who ran after
her to make an album, video
clips, television shows and a
glittering, sparkling life… Waiting
for years to make her childhood
dream come true, the fact that
her patience was the result of
her desire to do the best in this
field in a professional manner…
Buse Türker is on the verge of
releasing her first single album
with a song by Nazan Öncel
and together we talked about
the ‘behind the scenes’ for
this movie, her love of music,
her “child singer” years, her
transition from arabesque to jazz,
her present and her future plans.
How did your musical
adventure start?
Actually it all started at a holiday
village we went as a family when
I was 9 years old. One night
Ibrahim Tatlıses was to take
stage and I went on stage to give
him flowers. I suddenly found
myself singing a song there.
Was this how you
discovered your interest
in music and how others
came to discover you?
Yes, I discovered myself as well
as my interest, love and talent
for music and in a way I was also
discovered. After that day I went
on several television shows. And
then an offer came for an album.
The album was released in the
style of arabesque/fantasy which
I really liked at the time. I worked
with many important names like
Selami Şahin, Hüsnü Şenlendirici
in that album.
But after that album you
had a long break. Why so?
Everything was just like in the
movies. My dreams were coming
true, people heard my voice and
I was going on television shows.
It was an incredible feeling to
be known and to be respected.
Okay, everything was fine, good;
indeed, all was like a dream but
there was one thing missing. For
me, the most important thing was
missing: education. I was very
small and I was a kid at age 13
who had an arabesque album of
13 songs and who could play the
zither but if I was going to make
music and if I wanted to be really
successful in one field then I had
to receive an education first. At
least that’s what I thought and
Buse Türker