84
uzaktaki yakın
Özellikle pazarlık safhasında yazılı
olarak anlaşmaya çalışmanızı öneririm.
Sonra ‘forty’di, ‘fourteen’di uğraşırsınız.
Avrupa Şampiyonası sonrası ana
arterlerde yerleştirilenler dışında
şehirde de İngilizce tabelaların
azınlıkta kaldığını söylemek mümkün.
Bu yüzden gitmeden enerjiniz ve
vaktiniz varsa Kiril alfabesini gözden
geçirmekte fayda var. Hiç bilmediğiniz
bir dilde; örneğin Çin, Japon ya da
Arap alfabeleri ile yazılmış bir tabelayı
zaten okumaya kalkışmazsınız.
Latin alfabesini andıran harfleri de
çoğunlukta olan Kiril alfabesi ile
yazılı tabelalar ister istemez sizde
bir okuma refleksine yol açıyor ama
sonuç çoğunlukla harfler benzer olsa
da sesler farklı olduğundan kafa
karışıklığından öteye gitmiyor. Ama
tabii bunların gözünüzü korkutmasını
istemem. Zaten gezmek keşfetmek
olduğuna göre ve gezip keşfedeceğiniz
şehir de bu kadar yakın ve güzel ise
her türlü eforu sarf etmeye değer.
Ukrayna ve Kiev denilince aklınıza
gelenler Abdi İpekçi Arena’yı sallayan
Ruslana, Schevchenko, en favori
deplasman takımı Dinamo Kiev ve
dünyaya kapalı eski bir doğu bloğu
ülkesinde yaşayan sarışın ve güzel bir
ırktan ibaret ise; sizin için keşfedecek
çok şey var. Tabi Ukraynalı kadınların
ve genç kızların güzelliklerini inkar
edecek değilim sevgili okur ama
Kiev şehri bu klişeden kurtulmayı
hak edecek kadar gelişmiş, görkemli
tarihi binaları ve mimari dokusu ile
modern yaşamı başarıyla harmanlamış,
SSCB’nin dağılması sonrası 1991’den
bu yana geçen yirmi yıllık sürede çağın
gereklerine ayak uydurmuş ve dünyaya
entegre olmuş modern bir metropol
görünümünde. Avrupa Futbol
Şampiyonası’na Polonya ile birlikte
ev sahipliği yapan Ukrayna’nın
başkenti Kiev yakın zamanda Roma,
Barselona, Londra, Paris ve Prag ile
birlikte Avrupa kıtasının önde gelen
turizm noktalarından biri olmaya aday.
Hazır Ağustos 2012’den itibaren Türk
vatandaşlarına vizesiz geçiş imkanı
da tanınmışken bu bol yaldızlı şehri
keşfetmenin tam vaktidir.
Gayrı resmi nüfusu 4 milyona ulaşan
Avrupa’nın en büyük metropollerinden
biri olan Kiev, Dnipro yani Dinyeper
Nehri’nin iki yakası üzerinde
kurulu bir şehir. Üzerindeki büyük
köprüler ile Dinyeper’i boğaza
benzettiğimizi varsayalım. İstanbul’un
Avrupa yakası gibi tarihi yapılar ile
ticari ve sosyal hayatın batı yakasında
yoğunlaştığını, doğu yakasının da