94
uzaktaki yakın
klasiği olan yuvarlak ahşap
boyama “Petrikivska”, geleneksel
Ukrayna havlusu “Rushnik” ya da
dekoratif paskalya yumurtaları olan
“Pyonska”yı değişik seçenekler
olarak sıralayabiliriz. Daha muzır bir
hediye arayışında olanlar ise ballı ve
kırmızı acı biberli Ukrayna votkası
olan “Horilka” ile kurbanlarına
sert içkinin ne demek olduğunu
öğretebilirler. Bütün bu hediyelik
ürünler ve elbette ki magnetleri en
bol alternatifi ile bulabileceğiniz
yer Andriyivskyi Yokuşu. Kiev’in
en ünlü sokaklarından olan bu dik
yokuşlu ve dolambaçlı sokak biraz
kondisyon istese de sokak sanatçıları,
ressamlar, hediyelik eşya satan
mağazalar, kafe ve lokantalarla
şehrin önemli turistik noktalarından
biri. Hediyelik eşya alışverişi için bir
başka alternatif şehrin biraz dışında
yer alan Pirogovo Köyü’ndeki Kırsal
Yaşam ve Halk Mimarisi Müzesi. 150
hektarlık bir alanda yayılmış olan bu
açık hava müzesinde Ukrayna’nın tüm
bölgelerinden toplanan halk mimarisi
örnekleri sergileniyor. Eski günlük
yaşamı ve insanları gözleyebildiğiniz bu
müzede evlerin tarihi yapısı korunmuş.
Çalışanlar yöresel kıyafetler giyiyorlar.
Lokanta ve kafe tarzı yerler de mevcut.
Alkol satışı her yerde olduğu gibi
burada da serbest. Özellikle daha önce
bahsettiğim Ukrayna yerel yemeklerini
tatmak ve küçük el sanatları
dükkanlarını görmek için bile gidilebilir.
Şehirde, özellikle Dinyeper kıyısında
vakit geçirirken dikkatli olanlarınız
güneydeki bir tepenin sırtında
manastırların dışında silueti delen
devasa bir heykel olduğunu fark
edecekler. Uzaklardan göz kırpan
bu çelik kadına doğru yol alarak
ulaşacağınız mekan II. Dünya
Savaşı Müzesi, nam-ı diğer Büyük
Vatanseverlik Savaşı Müzesi. 1944
yılında Sovyet ordusunun şehre
girmesiyle sonlanan ve dört yıla yakın
süren, 7-8 milyon Ukraynalının ölümü
ile sonlanan Alman işgali yıllarında
kaybedilen askerler ve sivil halk anısına
düzenlenmiş olan bu müze tek başına
bile Kiev’e gitmek için yeter sebep. Bir
elinde kılıç, diğerinde ise SSCB arması
işli bir kalkan taşıyan, altındaki kaide
işlevi gören müze ile birlikte 203 metre
yüksekliğinde, 560 ton ağırlığındaki bu
sert kadın Mother Of The Motherland
Heykeli, yani Anayurdun Anası. Ahir
ömrünüzde görüp görebileceğiniz en
görkemli heykellerden biri olacağının
garantisini verebilirim. Şanslı bir
gününüzde herhangi bir bakım ya
da arızaya denk gelmezseniz en
üst kata, yani heykelin kafasının
üstüne dek çıkıp Kiev’in en güzel
manzarasının bulunduğu açıdan şehri
bir ana şefkatiyle selamlayabilirsiniz.
Girişteki üç katlı müze ise savaşın
çirkin yüzünü bütün çıplaklığıyla ortaya
koyan, acının somutlaştığı türden bir
mekan. Özellikle hayatını kaybeden
askerlerin değişik büyüklükteki vesikalık
fotoğraflarının bir arada sergilendiği
salon çok ağır bir hüznü zerk ediyor
ziyaretçisine. Müze bir tepelikte yer
alıyor ve geniş park ve farklı içerikteki
sergi alanlarıyla komşusu olan mağara
ve yeraltı geçitleriyle ünlü dini merkez
Kiev Perchersk Lavra’ya dek uzanıyor.
Rus ordusunun II. Dünya Savaşı
döneminde kullandığı, başta savaş
1...,86,87,88,89,90,91,92,93,94,95 97,98,99,100,101,102,103,104,105,106,...156