128
uzaktaki yakın
Museo Reina Sofia aynı bölgede ve
Retiro Parkı’nın komşuluğunda yer
alıyor. Parkın Alfonso XII Caddesi’ne
bakan kapısından çıkarsanız yürüyerek
en ünlüleri olan Museo del Prado'ya
ulaşacaksınız. 18. yüzyılda neo-klasik
uslupta inşa edilen binada VII.Ferdinant
ve karısının girişimleriyle oluşan
kolleksiyona ait yaklaşık 300 adet
parça ile kurulan müze bugün 7000
civarında eserle dünyanın en önemli
Avrupa sanatı koleksiyonlarından
birine sahip. Bu koleksiyonların en
önde gelenleri Goya ve Velázquez’in
çalışmalarının büyük kısmı ile Tiziano,
Tintoretto, Rubens, Durero, Rafael,
Rembrant, Caravaggio, El Greco ve
El Bosco’nun önemli işleri. Hakkını
vererek gezmek isteyen sanatseverleri
geçiyorum, “hiç işim olmaz” diyen
birinin bile sıkılmadan saatlerce vakit
geçirebileceği zenginlikte bir sanat
mabedi Prado Müzesi.
Sanatın altın üçgeni olarak adlandırılan
bu üçlünün ikinci ayağı ise Museo
Thyssen-Bornemisza. Prado Müzesi’nin
köşesindeki Fuente de Neptuno
yani Neptün Çeşmesi’nin diğer
çaprazında yer alan, Thyssen Ailesi’nin
mülkiyetindeki bu müze dışarıdan
görece mütevazı bir görünümü olsa
da İngiltere Kraliyet Koleksiyonu’ndan
sonra dünyadaki ikinci büyük özel
koleksiyona ev sahipliği yapıyor. 14. ve
15.yy İtalyan ve Alman ressamlara ait
eserlerin yanı sıra en ünlü Rönesans
ressamlarının işleri, empresyonistler,
postempresyonistler ve Kübizm
akımının temsilcileri arz-ı endam ediyor.
Van Gogh, Renoir, Monet, Rembrant,
Caravaggio ve Picasso’nun belki de
farkında olmadan hafızalarınızda yer
eden önemli eserlerini dünya gözüyle
görmek için ziyaret etmekte fayda var.
Üçgenin son ayağı ise Prado’nun diğer
çaprazında Atocha Tren İstasyonu
komşuluğunda, Paseo del Prado’nun
sonunda yer alan Museo Nacional
Centro de Arte Reina Sofia, kısaca
Kraliçe Sofya Müzesi. 18.yy’a ait
eski bir hastane binası olan müze
dikkat çekici bir mimari güzelliği olan
rekonstruksiyon çalışması ile cam
ve çeliklerle desteklenmiş bir şekilde
dışardan da son derece çekici bir