50
dünyaya armağansın
Yazı:
Serkan Duru
Kendi kapısının önünü
süpüren adam
Gerçekten milyonlarca, milyarlarca
insan gelip geçmiştir günümüze
kadar. Çok azı ansiklopedilere
girmeyi başarmıştır. Ansiklopediye
girenler, işlerinde ısrar edenler ve
vazgeçmeyenler... Ve biz onları birebir
tanımasak bile yaşam hikâyelerini
biliyoruz ve anıyoruz. Zamanı
geldiğinde hepimiz bu dünyadaki
görevimizi tamamlayıp göç edeceğiz.
Fakat “iz bırakmak” gerekiyor...
"Küçük bir çivi değil miydi ki koca bir
ulusun kaderini değiştiren?
Çivi düştüğünden nal düştü.
Nal düştüğünden at gidemedi.
At gidemediğinden mesajcı haberi
ulaştıramadı ve savaş kaybedildi."
Küçük bir kız çocuğu tebessüm etti
yoldan geçen hüzünlü yabancıya. Bu
küçük tebessüm yabancının kendini
daha iyi hissetmesini sağladı. Bu iyi his
sayesinde, yakın geçmişte kendisine
yardım eden yakın bir dostuna teşekkür
etmediğini hatırladı ve hemen bir
teşekkür notu yazıp gönderdi. Arkadaşı
bu teşekkür notundan o kadar etkilendi
ve keyiflendi ki her öğlen yemek yediği
restorandaki garson kıza yüklüce
bahşiş bıraktı.
İlk kez bu kadar bol bahşiş alan
garson kız işten çıkarken, bahşişin bir
kısmıyla köşedeki yaşlı dilenci adamın
şapkasına para bıraktı. Adam öyle ama
öyle minnettar olmuştu ki... İki gündür
boğazından lokma geçmemişti ve
karnını ilk kez bu kadar iyi doyuruyordu.
Karnını bu kadar çok doyurduktan
sonra ıslık çalarak, bir apartmanın
bodrumundaki tek göz odasının yolunu
tuttu. Öyle sevinçliydi ki, bir saçak
altında titreyen küçük köpek yavrusunu
görünce kucağına alıverdi. Küçük
köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu
için mutluydu. Sıcak odada sabaha
kadar mutluluktan koşturdu. Sabah
karşı apartmanı dumanlar sarmıştı ve
bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan
köpek öyle bir havlamaya başladı ki,
önce fakir dilenen adam uyandı. Sonra
da tüm apartman halkı uyanıverdi.
Anneler, babalar dumandan boğulmak
üzere olan yavrularını kucaklayıp dışarı
çıkardılar. Dumandan boğulmayan
yavrular zamanla büyüyüp yazar,
doktor, mühendis, öğretmen, bakan
vb. görevler alarak diğer insanların
kaderleri üzerinde de etkide bulundular.
Bütün bunları küçük bir tebessümün
yaratmıştı.
"İnsan gittiği yolda izler bulmalı, kendisi
de geçerken izler bırakmalı..."
Çetin Altan, iki çeşit insan vardır diyor bir sözünde.
“Ansiklopedilere giren insan ve toprağa giren insan.”
Dünyaya “iz” bırakın