63
Evliya Çelebi, geleceği parlak bir
genç, iyi eğitimli bir beyefendiydi
ama yapmak istedikleri ona layık
görülenlerden farklıydı. Küçük
yaşlarda başlayan, yeni insanlar
tanıyıp yeni yerler görme arzusunu
hayata geçireceği bir fırsat kolluyordu.
“Şefaat” yerine yanlışlıkla “seyahat”
dediği rüyasının ertesi günü yollara
düştü. İlk yolculuğunu 1640 yılında
“sudan ibaret” diye tanımladığı
Bursa’ya yaptı. Dönemin şair ve
yazarlarının alışılmış edebi ifadeleri ve
ağdalı cümlelerine karşılık, yazdığı 10
ciltlik Seyahatname’sinde gittiği yerleri,
tanıdığı insanları, yaşadığı olayları
kendi üslubunda, halk dilinde deyimler
kullanarak anlattı.
Evliya Çelebi’nin yolu, 1671 yılında
çıktığı Hac yolculuğunda da Bursa’dan
geçti. Osmanlı tarihçileri onun Hac
yolunda bıraktığı bu izleri takip ederek,
ilk turu at üzerinde tamamladılar.
Evliya Çelebi’nin 400 yaşına girdiği
ve UNESCO tarafından Evliya Çelebi
Yılı olarak kabul edilen 2011’de ise
“Evliya Çelebi Yolu” adlı kitap yayın
haline getirildi. Yolu yürüyerek, at ya
da bisikletle geçmek isteyenlere rehber
olan kitap, UNESCO Türkiye Milli
Komitesi'nce “The Evliya Celebi Way”
adıyla İngilizce olarak da yayınlandı.
Araştırmanın öncüsü olan Dr. Caroline
Finkel ve ekibi, tüm Osmanlıların
en büyüğü olarak bahsettiği Evliya
Çelebi’nin geçtiği yolları canlandırarak
geçmişin daha iyi anlaşılabileceğine
inanıyorlar. Onun izini takip ederek
seyahat etmenin, bir süreliğine de olsa
bambaşka ve daha sakin bir dünyayı
ziyaret edebilme fırsatı vereceğini
söylüyorlar.
Daha önce 1995 yılında düşünülen
ama uygulamaya geçemeyen projedeki
atların temini ve rehberlik görevini
Ercihan Dilari üstlendi. Ekibin başka
bir üyesi olan Kate Clow ise Türkiye’nin
ünlü yürüyüş parkurlarından Likya
Yolu’nun kâşifi olarak tanınıyor.
Aslına sadık kalınarak takip edilen
rotanın, Evliya Çelebinin ilk Hac
yolculuğuna ait olması ayrıca önem
taşıyor. Yalova'nın Hersek Köyü’nden
başlayan yolculuk 40 gün at sırtında
7 gün de yaya olarak devam etti.
Atlarla İznik, Yenişehir ve Kütahya’nın
içinden Bursa, İnegöl, Afyonkarahisar
ve Uşak’ın yakınlarından geçtiler.
Osmanlı hamamları ve kaplıcalarına
gittiler. Zamanında Evliya Çelebi’nin
de katıldığını bildikleri Rahvan at
yarışlarını ve Seyahatname’sinde,
oynarken birkaç dişini kırdığını anlattığı
cirit oyunlarını izlediler. Köylere yakın
yerlerde kamplar kurarak, köy yaşamını
daha iyi anlatan kimsenin olmayacağını
düşündükleri köylülerle sohbet ettiler.
Yolculuk boyunca karşılarına çıkan
insanların ikramlarından ve ilgilerinden
son derece memnun olan ekip, bu
projenin rota üzerindeki köylere,
kasabalara maddi getiri de sağlamasını
umuyor.
Bursa Araştırma Merkezi, Büyükşehir
Belediyesi ve Trafik Şube Müdürlüğü
katkılarıyla, güzergâha üzerine turistlere
kolaylık sağlayan yönlendirme tabelaları
koyuldu. Tarihe ışık tutan, kültürel
bağları güçlendiren ve turizme katkı
sağlayan proje ve ardından gelen kitap,
ekibin yolculuk boyunca yaşadıklarını
da içeriyor. Bu çalışma sayesinde artık
Evliya Çelebi’nin yolculuğundan kalan
tek iz Seyahatname’sinde anlattığı
kadarıyla kalmıyor.