64
isim önerisi geldi. Toplantılar
yapıldı, defalarca bir araya
gelindi ve günler süren
çalışmalar arasında en uygun
isim bulundu: Anadol. İsminin
de bulunmasıyla birlikte 1966
yılının Aralık ayında üretimi de
tamamlandı. Döneminin gazete
ilanlarında, reklâm afişlerinde
kullanılan ifadedeki gibi “yılların
hayalini hakikat yapan Türk
otomobili” doğmuştu.
“Eski arabanızı satınız,
sıfır kilometrede bir
Anadol alınız”
Şartlara uygun olarak 26.800
liraya satışı yapılan Anadol,
1966 yılında üretilmişti
ancak satış ve trafik tescili
gibi gereklilikler nedeniyle
hemen teslim edilemiyordu.
Yeterlilik Belgesi, Teknik Şartlar
Yönetmeliği vb. formalitelerini
tamamlanması için harcanan
süre ilk teslimatın 1967 yılının
Ocak ayına sarkmasına sebep
oldu. O yıllardan kalma gazete
haberlerine göre ilk teslimat,
bir ilaç firmasının genel
sekreterine, küçük bir törenle
teslim edildi. İlk üretilen iki
kapılı Anadol’u, 70’li yıllardan
itibaren 4 kapılı modeller takip
etti. 1975 yılından itibaren ise
iki kapılı modellerin üretimi
tamamen sona erdi. 70’li
yıllarda da sürekli geliştirilmesi
için yeni modellerin tasarımı
üzerinde çalışmalar devam etti.
Ancak tasarımı tamamlandığı,
prototipi oluşturulduğu
halde çeşitli sebeplerle
üretilemeyen birçok model
halka açıklanmadan, sessizce
tarihteki yerini aldı.
Anadol’un üretimi, 1981 yılında
en son ürettiği model olan “16
SL”den 3 yıl sonra durduruldu.
Özgün ve şık tasarımına
olduğu kadar, işlevselliği
de göz önüne alınarak ilgi
göreceği düşünülmüştü ancak
4 yılda binden fazla üretilen
otomobil, satış yetersizliği
sorunu ile karşı karşıya kaldı.
Üretilmeye başladığı günden
itibaren 85 binden fazla satılan
Anadol, bugüne ulaşabilen
birkaç modeliyle özellikle
koleksiyoncular için büyük
bir önem taşıyor. Ortadan
kesilerek kamyonet haline
getirilmiş Anadollar, ülkenin
bazı yerlerinde hala etkin
olarak kullanılıyor. Anadol’un,
doğduğu ülkede hak ettiği
değeri görememiş olduğuna
inananları ise İngilizler’in
başka ülkelerde birebir
taklit ederek ürettiği Anadol
kopyası araçlar doğruluyor.
Anadol ayrıca üretiminin
başlangıç noktası olan, var
olmuşluğunu borçlandığı
fiberglas malzemesi nedeniyle
birçok söylentiye maruz kaldı.
Dünyanın belki de birçok
yerinde Anadol’un verdiği ilham
sayesinde büyük ilgi gören
ve birçok alanda kullanılan
fiberglas malzemesine sahip
olması yüzünden, Türkiye’de
Anadol’un keçiler ve eşekler
tarafından yenmesine sebep
olduğu konuşuldu. Oysa
bugüne dek bu durumu
kanıtlayan elle tutulur bir kanıt
öne sürülmedi. Ama yıllar sonra
bugün bile aynı konu gündeme
getiriliyor.
Söylentiler, engeller, yeni
markalar, modeller, değişen
zaman, modern ve teknolojik
dünyanın hızı, yurtdışından
ithal edilen otomobiller…
Birçok faktöre bağlı olarak,
Anadol’a olan ilgiyle birlikte,
satışlar da azalmış ve
üretiminin devam etmesi için
hiçbir sebep kalmamıştı.
Meseleye iyi tarafından
bakabilmek yine de mümkündü
çünkü geriye dönüldüğünde,
ciddi anlamda bir başarı söz
konusuydu. Devam etmemesi
için geçerli sebepler bulunsa
da, Türkiye’de tamamen
Türk tasarımı ve üretimi
bir otomobilin olabileceği
kanıtlanmış; gelecek nesillerin
ihtiyaç duyabileceği cesaret
sağlanmıştı. Belki de Anadol’un
bir görevi de buydu. Her
türlü engele, imkânsız gibi
görünen duruma karşılık,
yeterince kararlı olmanın ve
istemenin, yeterli olduğunun
ispatıydı Anadol. Onu anlamak
hatta onu yaşamak için etkin
olduğu yıllarda yaşamış olmak
gerekmedi. Geçmişini, onu iyi
tanıyanlardan dinlemek ya da
okumak ve geçtiği yolları takip
etmek her zaman yeterli oldu.
geçmiş zaman kipinde
the past tense
however the model that was
manufactured more than one
thousand in 4 years faced lack
of sales. Over 85 thousand
Anadol cars were sold since the
day it was first manufactured
and it continues to be important
for collectors with several of its
models that can still be found.
The Anadol pickup trucks that
are made by cutting the car in
half are still effectively used in
various parts of the country.
Those who believe that Anadol
did not receive the attention it
deserved in its home country are
verified by Anadol copy cars that
are manufactured by the English
in various other countries. Anadol
also was the subject of much
hearsay due to the fiberglass
material that it owed its existence
to. The fiberglass material that
probably gained attraction all
over the world after its use in
Anadol cars caused people of
Turkey to say that was eaten
by goats and cows. However,
there is not one single proof for
this. But the same thing is still
mentioned even today.
Gossips, obstacles, new brands,
models, changing times, speed
of the technological and modern
world, exported cars… The
interest in Anadol as well as the
sales numbers decreased due to
many factors and there was no
reason to continue production. It
is still possible to see the bright
side, because when we look
back we see a huge amount
of success. Even though there
were viable reasons to stop
production, it was proven that
a completely Turkish design
car can be manufactured in
Turkey thus maybe providing the
courage the future generations
might need. Maybe Anadol’s
task was to accomplish this.
Anadol was a proof that being
decisive and desiring enough
will overcome all obstacles and
accomplish things that seem
impossible. One did not have to
live in the times when Anadol was
effective in order to understand
and experience it. It was always
enough to listen to its past from
those who know it or to read
about it and follow its tracks.