88
hayat hikayesi
life story
ardından Walter, Şikago’ya
annesinin yanına geri döndü.
Artık yalnızca annesine
bakabilmek konusunda değil
kendi geleceği için de endişe
duymaya başlamıştı. Hiçbir şey
yolunda gitmiyordu. Eğitimini
aldığından beri karikatür
çizmeyi çok seviyor ve bu işle
para kazanmak istiyordu ama
çizdiği karikatürleri gazetelere,
dergilere satamıyordu.
Hiç kimse onun çizimlerini
beğenmiyordu. Gittiği her
yerden “bu işe yeteneği
olmadığı ve vazgeçmesi
gerektiği” konusunda aldığı
öğütlerden başka eline
geçen bir şey olmuyordu.
Çizdiği resimleri sokak sokak
dolaşıp satmayı da düşündü
ama bunun için de çizim
yapabileceği bir yere ihtiyacı
vardı. Bir kilisenin rahibi ona
bu imkânı verdi. Küçük bir
ücret karşılığında çizimler
yapmaya başlayarak hem
çizim yapabileceği hem de
kalabileceği bir yer bulmuştu.
Kaldığı yer farelerle doluydu
ve Walter farelerden çok
korkuyordu.
“İmkânsızı yapmak bir
çeşit eğlencedir.”
Bir gün çizim yaparken
farelerden birinin çizim
masasına çıkıp dans eder gibi
hareketler yapmaya başladığını
fark etti. Hayvanları izleyip
onların konuştuğunu, dans
ettiğini hayal ederek geçen
çocukluğunun, yaşadığı tüm
zorluklara rağmen onu terk
etmediğini düşündü ve fareyi
beslemeye onunla bir nevi
arkadaşlık kurmaya başladı.
Daha sonra fareyle olan
dostluklarını kâğıda döktü.
Onu farklı şekillerde tasvir edip
çizmeye başladı. Çevresindeki
birçok kişiye göre “imkânsız”ın
peşinde koşmaktan
vazgeçmeyen Walter, 1923
yılında Hollywood’a gidip
şansını orada oynamaya,
kendi deyimiyle hayatını
ortaya koyan bir kumar
oynamaya karar verdi ve zor
günlerinde ona arkadaşlık
eden o küçük dostunu hiçbir
zaman unutmadı. Aynı yıl
kardeşi ile bir araya gelerek bir
animasyon stüdyosu kurdu.
Burada asıl yapmak istediği
“animasyon” işi için kolları
sıvadı. Hareketlendirilmiş
resimler meydana getirerek
“Alice” karakteri için bir
çizgi film hazırladı. Beğeni
toplayan bu çalışmayı kendi
yarattığı karakter olan “Tavşan
Kardeş” (Oswald The Rabbit)
izledi. Walter eski dostunu
Walter went back to live with his
mother in Chicago. However, he
had started worrying not only
for his mother but also for his
future as well. He loved drawing
cartoons for which he was
trained and he wanted to make a
living at it but he was not able to
sell his cartoons to newspapers
or magazines. No one liked his
drawings. He was told that he
had “no talent and that he had
to give up on it” and he only
received such advices wherever
he went. He even thought of
selling his drawings on the
streets, but for this he needed
a place where he could draw. A
pastor of a church provided him
with this opportunity. For a small
fee he had found a place where
he could live and draw. It was a
mice infested place and Walter
was afraid of mice.
“It’s kind of fun to do the
impossible.”
One day he realized while
drawing, one of the mice
climbed up his drawing table
and started acting as if it was
dancing. He realized that his
childhood that had passed
with watching animals and
dreaming that he could talk to
them had not abandoned him
despite the hardships he lived
through, thus decided to feed
this mouse and somehow be
friends with it. He then drew
about their friendship. He had
started drawing the mouse in
different shapes. For those
around him, Walter never gave
up on chasing the “impossible”
and in 1923 he decided to go to
Hollywood and try out his luck
there, to put his life at stake in
a gamble while never forgetting
his small friend during the
difficult days. He founded an
animation studio together with
his brother in the same year. He
started working on “animations”
as he had always intended.
He prepared a cartoon for the
“Alice” character using animated
pictures. Oswald the Rabbit
followed this work that received
some praise. Walter had not
forgotten his old friend and had
invited Iwerks to this company
as well. Walter’s life was now
back on track and in 1925 he
fell in love and got married
to Lillian Bounds who always
supported his dreaminess. Life
was now becoming more livable
for Walter. The risk they had
taken for the talking animation
picture “Steamboat Willie” that
broke box office records upon
its release was not for nothing.
Following this success that got
beyond the limits of Hollywood,
Walter decided that it was time
to pay homage to an old friend.
In 1928, he decided to introduce
his friend during those miserable
years with the whole world.
Mickey Mouse was now on stage
as the “world’s most famous
mouse” since the first day of its
release which was to be dubbed