Dergi Bursa Nisan 2015 - page 96

94
evrensel sanat
universal art
eğitimi aldıktan sonra Saint
Quentin’de bir avukatın
yanında asistanlık yapmaya
başlamıştı. Bir yandan da
ilgi duyduğu resim alanında
gelişmek istiyor bunun için
çizim eğitimleri alıyordu.
Bir süre bu şekilde devam
eden hayatı, 1890 yılında
geçirdiği apandisit ameliyatı
nedeniyle yatakta kalmak
zorunda olduğu bir döneme
girmesiyle değişti. Bu süreçte
hem can sıkıntısını gidermek
hem de kendini geliştirmek
amacıyla resimlerine sarıldı.
İstirahat dönemi bitip ayağa
kalktığında ise kendini
bambaşka bir hayata hazır
hissediyordu. Hukuk kariyerini
tamamen sonlandıracak ve
Paris’e giderek yalnızca resim
alanında çalışmalar yapacaktı.
1891 yılında bu planını
gerçekleştirme imkânı bularak
Academie Julian’da William
Bourgereau’nun öğrencisi
oldu. 1895 yılında girdiği
sınavı kazanarak Gustave
Moureau’nun atölyesine katıldı.
Matisse, girdiği her sınıfta
renkleri kullanışı, özgün tarzı
ve yaratıcılığı ile dikkat çeken
bir öğrenciydi. Aldığı eğitimler,
tanıştığı insanlarla birlikte yeni
bir hayata başlamış, kendini ve
sanatını keşfetme dönemine
girmişti. 1897 yılında hem
komşusu hem de meslektaşı
olan Emile Wery ile ressam
John Peter Russell’i ziyaret
etmek için yola çıktı. Bu ziyaret
onun “ard izlenimcilik” ile
tanışması anlamına geliyordu.
Paul Gauguin, Van Gogh, Paul
Cezanne gibi o dönem henüz
yeterince adı bilinmemiş olan
ressamların eserlerini gördü ve
renkleri kullanım biçimlerinden,
özgün tarzlarından son
derece etkilendi. Saf ve
prizmatik olarak adlandırılan
renklere duyduğu ilgi, bu
keşfi döneminde onun sanat
hayatının baştan aşağı
şekillenmesini sağladı.
Yalnızca resimler değil, Afrika
sanatının eseri olan maske
ve heykeller, Batı Asya’nın
dekoratif sanatları, Japon
baskı sanatı da Matisse’nin
ilgisini çekmiş, renklerin
hakkını veren sanatçılar ona
tam da aradığına inandığı
ilhamı vermişti. Matisse,
tıpkı resme ilgi duyduğunu
keşfettiği ilk andan bu yana
gördüğü ve hayran kaldığı
örneklerdeki gibi, tutkunu
renklerin canlı ve ön planda
olacak şekilde kullanılması
gerektiğine inanıyordu.
1901 yılında sergilere resimler
göndermeye başladı ve 3 yıl
sonra ilk kişisel sergisini açtı.
Derain ve Vlaminck ile birlikte
Paris’te açtığı sergi “Fovizm”
akımının da başlangıcı oldu.
Modern resim adına büyük
katkılar sağlayan bu akım
adını resimleri görüp onlara
“vahşi hayvan” anlamına gelen
when he was bedridden due to
an appendix operation. It was
during this time frame that he
devoted himself to his paintings
to overcome his boredom as
well as to develop himself. He
felt ready for a whole new life
when finally he gained back
his health and stood up. He
decided to end his career in law
and go to Paris to work only on
paintings. In 1891, he found the
chance to carry out this plan and
became the student of William
Bourgereau at Academie Julian.
He won the exam he took in
1895 and attended the workshop
of Gustave Moureau. Matisse
was a striking student in each
class he attended thanks to the
way he used colors, his unique
style and creativity. He started
a new life with the help of these
trainings and the people he met
thus entering a period in which
he discovered himself and art.
In 1897, he went on a trip with
his neighbor and colleague
Emile Wery to visit the artist John
Peter Russell. This trip led him
to “post-impressionism”. He
saw works by artists who were
not well known at the time such
as Paul Gauguin, Van Gogh,
Paul Cezanne and was quite
influenced by their authentic
styles as well as the way they
used colors. His interest in pure
and prismatic colors transformed
his art life completely during this
period of discovery. Matisse was
interested not only in paintings
but also in masks and statues
of African art, the decorative
arts of Western Asia as well as
Japanese calligraphy thus finding
the inspiration he was after from
artists who gave credit to colors.
Matisse believed that the colors
he was passionate for had to
be used in a lively and striking
manner as in the examples he
admired since he discovered his
interest in painting.
In 1901 he started sending his
paintings to exhibitions and 3
years later held his personal
exhibition. The exhibition he
held with Derain and Vlaminck
in Paris was also the start of the
“Fauvism” movement. It was
named after “fauve” meaning
“wild animal” referring to the
comments made by critics
after they saw these paintings.
The works influenced by this
movement use raw colors directly
on the canvas in a disordered
perspective; applying the
method of distortion instead of
abstraction which was widely
used until that time. The 1905
painting known as “Woman with
a Hat” was the most famous work
by Matisse and it is discussed
even today. The painting ripped
off reality from itself with wild
brush strokes while consciously
disrupting form. He also used
colors to specify lines in his
painting entitled “The Green
Stripe” which he completed in
the same year. The influence of
African masks could be seen
in this painting. Colors were
used in their rawest form in
the painting entitled “Luxury,
Calm and Pleasure” as well.
His objective was to caress
the souls of others with colors.
The painting known as “Open
Window” put forth influences
of Islamic Art forms and stood
1...,86,87,88,89,90,91,92,93,94,95 97,98,99,100,101,102,103,104,105,106,...124
Powered by FlippingBook