66
Göç / Düşler, gerçekler,
yollar
Tüm canlılar için
varolduklarından bugüne, bir
yerden bir başka yere gitmek,
ait oldukları yerden kopup,
başka diyarlarda yeniden kök
salma olgusu, yaşamlarının bir
parçası olarak var olmuştur.
Başlangıçta; iklimler, doğal
felaketler, beslenme gibi
doğanın neden olduğu yer
değiştirmelerin yerini, zamanla
insanın yol açtığı “göç” olgusu
almıştır. Bugün bir taraftan
insanın insan ve bu dünyayı
paylaştığımız diğer canlılar
için yarattığı olumsuzlukların
sonucunda, insan dâhil tüm
canlılar, çaresiz bir şekilde
yeni yaşam alanlarının peşinde
koşmaktalar.
İnsan çok uzun zaman
doğanın bir parçası olmuş,
onun kurallarına göre yaşamını
şekillendirmiştir. Bugünde
böyle yaşayan, bunu kültürel
yaşam biçimine dönüştüren
insan toplulukları, doğaya
müdahale etmeden, doğayı
kullanmak adına yerlerinden
geçici ve gönüllü olarak
göç etmektedirler. Ancak
bugün bu gönüllü göçlerin
dışında, büyük zoraki göçler
yaşanmakta, insanlar,
yerlerinden yurtlarından, bir
başka deyişle “kök”lerinden
koparılmaktadırlar. Eskinin
dönem dönem gerçekleşen
yer değiştirmelerinin yerini
bugün neredeyse tüm dünyayı
örten ve sonuçları büyük
trajedilere neden olan “büyük
göç” dalgası almıştır.
Kontrolsüz artan nüfus,
ekonomik, sosyolojik ve dinsel
savaşlar, iklim gibi nedenlerle
insan, yaşam hakkının olduğu
coğrafyalara doğru akın
etmektedir.
Yersiz yurtsuz kalan / bırakılan
insanlar, bütün her şeyi göze
alarak göç etmekteler.
Her yeni göç dalgası, her yeni
göçmen sadece bir “umut”
adına yollara düşüyor.
Arkasında belki de bir daha
hiç dönemeyeceği toprakları,
köklerini ve belleğini bırakarak
gidiyor. Bir bilinmezliğe
doğru…
odak noktası
focus
Emin Özmen