98
uzaktaki yakın
katılıp viski yapım aşamalarını görebilir
ve tadım yapabilirsiniz. Birkaç blok
ileride ise Avrupa’nın en büyük şehir
içi parkı olan Phoenix Park yer alıyor.
Özellikle çocuklu aileler bu parktaki
hayvanat bahçesini kaçırmasınlar.
Edebiyata düşkün okurların ilgisini
çekmesi muhtemel “Yazarlar Müzesi”
de hemen yakınındaki James Joyce Evi
ile birlikte şehrin kuzeyinde, O’Connell
Caddesi’nin sonundaki Kuzey Georgian
bölgesinde yer alıyor. Başta James
Joyce, Bernard Shaw, Oscar Wilde ve
Jonathan Swift olmak üzere onlarcası
ile dünya edebiyatına damga vurmuş
olan İrlandalı yazarların hatırası sadece
müzelerde ya da kütüphanelerde değil,
aslında olması gerektiği gibi şehrin
sokaklarına da taşmış durumda. Heykel
ya da büstlerinden bahsetmiyorum
elbette. Kafelerde, restoranlarda,
duraklarda, graffitilerde, her köşe
başında ünlü bir İrlandalı yazara ait bir
özdeyiş veya aforizma ile karşılaşmanız
mümkün. Aynı durum, bu şehrin
tohumlarından filizlenen müzik grupları
ve müzisyenler için de geçerli. Başta
U2 ve Cranberries olmak üzere müzik
grupları ve Bob Geldof, Cris De Burgh,
Sinead O’Connor ve Eurovision fatihi
milli damadımız Johnny Logan gibi
ünlü simalar mutlaka bir yerlerden çıkıp
size göz kırpacak ya da melodileri ile
size eşlik ediyor olacaklar siz şehri
arşınlarken.
Kuzey Dublin turumuzu bitirdiğimize
göre asıl turistik mesaimizi yapacağımız
Güney Dublin’e geçmenin zamanıdır.
Nehir kıyısına ulaşın ve geleneklere
uygun olarak Ha’penny Köprüsü’nün
ortasında durup Liffey Nehri’nin ve
manzaranın tadını çıkarın. Doğu
yönünde göreceğiniz Beyaz Saray’ı