49
Mezopotamya’ya bakan yamaçlarda
yer alan ve bir kısmı milattan önce
inşa edilmiş çok önemli ve çok da
heybetli bir yapı. Bu mekanda tarih
boyunca pek çok rahip, şair, filozof ve
metropolitin yetişmiş olduğunu ve bu
metropolitliğin 1932’ye kadar Süryani
Ortodoksların ruhani liderliğini yaptığını
da belirtmeliyim. Manastırın altında bir
de 4500 yıllık olduğu söylenen güneş
tapınağı var tavanında harç malzemesi
kullanılmadan yerleştirilmiş bir kilit taşı
barındıran. Beşinci yüzyılda inşa edilen
ana binanın harcında yörede yetişen
safran çiçeklerinin kullanıldığı rivayet
ediliyor ve binanın Mardin’e has sarı
rengini biraz aşan parlaklığı buradan
geliyor. 600 yıla yakın Süryanilerin
yani İsa’ya ilk inanan Hristiyanların
merkezi olan Deyrulzafaran’ın üç tarafı
dağlarla çevrili. Etraftaki dağlarda
üçüncü yüzyıla tarihlenen Mor
İzozoel, Mor Yakup ve Meryem Ana
Manastırları var. İnzivaların, konuk
yatakhanelerinin, mezarların, okul ve
kiliselerin olduğu bölümlerin korunmuş
olması herkes için gerçek bir hazine.
Her ışık, her karanlık, her taş, her avlu,
her duvar baş döndürücü zengin bir
geçmişi anlatacak size ve geçmiş
zamanların büyüleyici hikayelerinde
kaybolacaksınız.
Sonrasında nerelerde vakit geçirirsiniz,
gümüş telkariler ve Mor Gabriel
Manastırı’nı görmek için mesela
Midyat’a mı gidersiniz bilemiyorum
ama gün batımını Kasımiye
Medresesi’nde geçirmeli ve Mardin’in
deniz gibi ovalarına bir de o tepeden
bakmalısınız. Kasımiye Medresesi’nin
hayat havuzunu seyre dalmalı, bu
çokkültürlü şehrin ve ruhani aydınlığın
tadını çıkarmalısınız.
Nereden gittiğinizin önemi yok.
Bir an için gidince dönecek başka
şehir yokmuş gibi hissedeceksiniz
bu derinlikli coğrafyada. En zoru
buradan ayrılmak olacak. Evinize
ve gündelik rutininize döneceksiniz
muhakkak ama ruhunuz orada kalacak.
Eşe dosta neler yaşadığınızı, neler
hissettiğinizi anlatmaya kalkışacak
ama hep bir şeylerin eksik kaldığını
fark edeceksiniz. Sonra imdadınıza
biraz olsun çektiğiniz fotoğraflar ve
fotoğraflardakilerin hikayeleri yetişecek.
Benim gibi...
Ve sonra günlerden bir gün haber
bültenlerini izlerken aklınızdan şu
geçecek: “Belki bütün dünyayı değil
ama Türkiye’yi Mardinleştirmek lazım”.