62
Yazı ve fotoğraflar:
Özgür Çakır
gezi - yorum
Ben giderum Batum’a da...
Yazının başlığından da anlayabileceğiniz üzere bu sayıda yine bir
komşuya ya da şöyle diyelim aynı apartmanda kapı komşumuz
olan yakın bir akrabaya ziyaretimiz... Batum aslında tarihin cilvesi
olmasa şu an Türkiye’nin sınırları içinde yer alacak olan bir
Karadeniz şehri, -abartmış olmak istemem ama- belki de en güzeli.
TARİHE MERAKLI olmayanlar için
küçük bir hatırlatma yapmak lazım
tabi. 16.yüzyılda Kanuni tarafından
fethedilen ve Osmanlı İmparatorluğu
döneminde üç yüzyıl boyunca Lazistan
Sancağı’nın merkezi olan Batum,
aslında Misak-ı Milli sınırları içinde
yer alan ve ilk meclise altı milletvekili
gönderen bir vilayet iken, sonrasındaki
gelişmeler sonucunda maalesef
Moskova ve Kars antlaşmaları ile çizilen
kuzeydoğu sınırlarımızın dışında kalmış.
Aslında belki de evlatlık verilmiş demeli
çünkü –biraz matruşka gibi olacak
ama sıralamak gerekirse- Sovyet
Gürcistan’ına, dolayısıyla SSCB’ye
bağlı Acaristan Özerk Cumhuriyeti’nin
başkenti olan Batum, bölgenin özerkliği
Türkiye’nin garantörlüğünde kalacak
şekilde, yani sınırları içindeki halkın
etnik ve dini kimliğine kesinlikle
müdahale edilmeyeceğinin sözü
alınarak, gözden çıkarılmış. Amma
velakin sonrasında gelen soğuk savaş
dönemi boyunca inen demir perde ile
de Batum çok yakın ama bir o kadar da
uzak eski bir hatıraya dönüşüvermiş.
Böylece yazının başlığında bir hinlik
yaparak çoktan dilinize dolamış
olduğum türkünün kahramanlarından