Dergi Bursa Aralık 2014 - page 69

67
Türk sinemasının zirveye
oynadığı 60’lı yıllar, kalitenin
her seferinde biraz daha
arttığı filmlerin arka arkaya
vizyona girdiği bir dönem
oldu. 50’li yıllarda başlayan
yükseliş 60’lı yıllarda da
hız kesmeden devam etti.
1963 yılında başlayan renkli
filmler, hem piyasanın hem
de hayallerin renklenmesini
sağladı. Bu yılların bir
özelliği de Türk sinemasının
Amerikan sinemasının önüne
geçmeyi başarmış olmasıydı.
Çekilen film sayısı kalitesiyle
birlikte artarken, yeni yüzler
keşfediliyor, oyuncu olarak
sinemaya adım atan isimler
yönetmen koltuğuna oturmaya
başlıyordu. Dönemin en
popüler dergilerinin açtığı
yarışmaları kazanan isimler
sinema sektörüne kazandırıldı.
Bugün sinemanın divaları,
kralları, kraliçeleri kabul
edilen isimler o yıllarda yeni
yeni tanınmaya, dönemin ses
yıldızları da sinema sektörüne
dâhil olmaya başladılar. İç
içe çekilen filmlerin türleri,
çekildikleri dönemin ilgi
alanlarına göre değişim
göstermeye başladı. Daha çok
aşk temasının hâkim olduğu
beyazperde, polisiye, tarihi,
dini hatta fantastik olmak üzere
her türden fazlasıyla filmle
doldu. Çekilen film sayısının
240’a ulaştığı 1966 yılına
gelindiğinde Türk sineması
dünya çapında uzun metrajlı
film çekimi konusunda 4.
oldu. Elbette yapılan filmlerin
tamamı kaliteli ve başarılı
değildi ama verilen emekler de
boşa çıkmıyor, hareketlenen
sektör yeni çalışma alanları
yaratıyor, sinema sanatı değer
kazanmaya devam ediyordu.
1964 yılında Türk Film
Prodüktörleri Cemiyeti’nin
Antalya Belediyesi ile ortak
olarak düzenleyerek yıllar
içinde geleneksel hale gelen
Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nin ilki düzenlendi.
İki yıl sonra oyuncu Yılmaz
Güney’in yönetmen olarak
ilk kez çektiği film “At, Avrat,
Silah” gösterime girdi.
Edebiyatın önemli eserleri
sinemaya uyarlandı. Türk
sineması kendi içinde görüş
ayrılıklarına neden oldu.
Özgün yapımlar, gelişen
oyunculuklar, her biri kendi
derdini, kendi diliyle anlatmak
için kendi yöntemlerini
kullanan yönetmenler
sanatın yaratıcılıktaki
sınırsızlığıyla harmanlandı. O
yıllarda oynadıkları rollerle,
kullandıkları repliklerle,
yaptıkları filmlerle sinema
tarihine altın harflerle kazınan
isimler oldu. Turist Ömer Sadri
Alışık, Altın Çocuk Göksel
Arsoy, Malkoçoğlu Cüneyt
Arkın, beyazperdenin sultanı
Türkan Şoray bunlardan
yalnızca birkaç tanesiydi.
70’li ve 80’li yıllar arasında
sinema, ülkenin bulunduğu
siyasi, ekonomik, sosyolojik
gelişmelerden etkilenerek
köklü değişiklikler yaşadı.
Televizyon sinemanın yerini
yavaş yavaş almaya başlamış,
hızla evlere giren küçük kara
kutular, beyazperdenin sihrine
göz dikmişti. Ama sinema
yine de var olmaya ve birçok
dalda, yurtiçi ve yurtdışı
ödüllere layık görülen filmlerle
yaşamaya devam etti. Piyasayı
hareketlendirmek adına
yapılan filmleri, televizyon
kanalları için çekilen filmler
takip etti. Girilen krizlerden en
az şekilde etkilenmek adına
verilen emekler zaman zaman
boşa çıkmış gibi görünse
de, Türk sinemasının bugün
geldiği son nokta ve vaat ettiği
parlak gelecek umut verici.
Özellikle son yıllarda dünya
çapında başarılar kazanılıyor.
Yeşilçam sokağından o
kadar çok isim geçti, Türk
sinemasına o kadar çok
isim emek verdi ki; tamamını
sayabilmek, hepsinin ismini
eksiksiz olarak anabilmek
neredeyse mümkün değil.
Ülkemizde sinema tüm gücü,
hızı, imkânları, git gide artan
başarılarıyla ve geçmişten
atılan temellerin izinde devam
ediyor. Bize de bu başarılarla
övünmek ve emekçilerine,
seyircilerine, kendinden
sonraki nesillere bıraktığı
tatlı hatıralarla bugünkü Türk
sinemasının temelini atan
Yeşilçam’ın o eski yıllarını
tatlı bir tebessüm, saygı ve
özlemle hatırlamak kalıyor.
Biz ağlamıyoruz ki, sadece
gözümüze toz kaçtı.
∞Mutlu Son∞
thrive with movies that received
national and international
awards. Movies shot to invigorate
the market were followed by
television series. Even though
the efforts made to overcome
every crisis faced seems as if in
vain, the current place of Turkish
cinema is promising. World scale
successes have been achieved
especially in recent years.
So many names passed down
Yeşilçam Street, so many people
gave effort that it is almost
impossible to name them all.
Cinema continues to follow the
foundations laid down in the past
with increasing strength, speed,
opportunities and successes.
What is left to us is to take
pride in these successes and
to remember with respect and
longing the fond memories of
Yeşilçam that paved the way for
today’s Turkish cinema. We are
not crying, it is only the dust in
our eyes. ∞ Happy Ending ∞
1...,59,60,61,62,63,64,65,66,67,68 70,71,72,73,74,75,76,77,78,79,...124
Powered by FlippingBook