Dergi Bursa Subat 2015 - page 75

73
kırılıp ruhu örselenen, taciz
edilen veya tecavüzlere maruz
kalan yine kadınlar oluyor.
Sırf “eşleri istemiyor” diye iş
hayatı ve sosyal yaşamdan
uzak kalan kadınlar her geçen
gün gelişiyor, güçleniyor,
çoğalıyor, büyüyor, başarıyor
ve kazanıyor. Diğer bir ifade ile
kadınlar, yaşıyor!
Kadın savaşmak zorundadır.
Başarılı olabilmek için ailesiyle,
çevresiyle, dolmuşta ya da
otobüste karşılaştığı herkesle,
öğretmeniyle, yargıçla,
karşısına çıkan pek çok
zorlukla savaşmak zorundadır.
İstediği yaşama ulaşabilmek
için, mutlu olmak için,
insanlara güvenmek için, sevgi
duyabilmek için. Başarıya
ulaşabilmek ancak savaşarak
olur kadın için. Kendine
yetebildiğini gören kadın,
özgüvenle savaşı kazanan
taraf olacaktır. Margaret
Thatcher’ın dediği gibi
“Kazanmak için savaşmanız
gerekebilir...”
Kadınlarla ilgili binlerce
istatistik ya da sıralama
yapmak mümkün. Ancak
birkaç TÜİK araştırmasına
göz atmak bile yeterli oluyor.
Örneğin Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ndeki kadın milletvekili
oranı %14,4. Bu oranın en
yüksek olduğu ülkeler %52,6
ile Norveç ve %52,2 ile İsveç.
Erkeklerde bilgisayar kullanım
oranı %60,2 iken, kadınlarda
bu oran %39,8. Üst düzey
kadın yönetici oranı ise %9,3.
Yalnız kalma korkusunu erkeğe
göre daha derin yaşayan yine
kadınlar. Hata yapmaktan ve
dışlanmaktan çekiniyorlar.
Belki de bu yüzden
duygusallar. Bir yandan hayata
tutunurken diğer yandan
çalışmayı ve kariyeri de
arzuluyorlar.
Fakat kadınların çalışma
hayatına katılmalarını
engelleyen nedenler de var;
Kadın işgücünün ucuz
executives is 9,3 %.
It is again women who
experience a deeper fear of
being alone in comparison with
men. They abstain from making a
mistake or being outcast. Maybe
that is why they are emotional.
They dream of working and
having a career while holding on
to life.
However, there are also
reasons that prevent women
from participating in work life;
considering women labor to be
cheap; inequalities at every stage
of education; the fact that women
with lower education levels
have difficulty in participating
in the work life in big cities;
that women take care of their
husbands, children, sick family
members, elder relatives etc.
in their family lives and the fact
that they unfortunately cannot
share these responsibilities;
the fact that women who come
to big cities have to stay at
home due to haphazard and
unplanned urbanization; their
lack of courage to participate in
the work life due to prejudices
and conditionings; the fact that it
is women who are laid off during
times of economic crises and
the fact that they are paid less
especially in shadow sectors.
Women with lower education
levels give birth more. According
to the results of the Population
and Housing Census (PHS), 74,9
% of illiterate women aged 15
and above who have had at least
one marriage have given birth
to 4 or more children, whereas
only 4,8 % of women who have
graduated from high schools or
their equivalents have given birth
to 4 or more children. Whereas
22,9 % of women with higher
education do not give birth, 1,9
% have given birth to 4 or more
children.
As is the case in many countries
in the world, the genetic coding
of women in our country is
based on getting married
and having kids. According
to studies carried out on the
Turkish family structure, 76 % of
the household heads state that
the role of women in the family
is housework and raising kids.
In other words, being a good
mother, a good wife and a good
1...,65,66,67,68,69,70,71,72,73,74 76,77,78,79,80,81,82,83,84,85,...124
Powered by FlippingBook