74
yakın plan
close up
emek olarak görülmesi
eğitimin her aşamasında
süren eşitsizlik; şehir
yaşamındaki eğitim seviyesi
düşük kadınların işgücüne
katılamaması; kadınların aile
hayatlarında koca, çocuk,
hasta, aile büyüğü…vb.
bakımlarını üstlenmeleri,
bu sorumluluklarını ne
yazık ki paylaşamamaları;
çarpık ve plansız kentleşme
sonucu kente gelen kadının
evde oturması; kadınların
kemikleşmiş ön yargılar
ve şartlanmalardan dolayı
işgücüne katılmaya cesaret
edememeleri; ekonomik kriz
dönemlerinde kadınların
öncelikli işte çıkarılması,
özellikle kayıt dışı sektörlerde
daha düşük ücret almaları.
Eğitim düzeyleri düşük olan
kadınlarda doğum sayısı fazla.
Nüfus ve Konut Araştırması
(NKA) sonuçlarına göre 15 ve
daha yukarı yaşta ve en az
bir evlilik yapmış okuryazar
olmayan kadınların %74,9’u 4
ve daha fazla çocuk doğurmuş
iken lise veya dengi okul
mezunu kadınların %4,8’i 4 ve
daha fazla çocuk doğurmuş.
Yükseköğretim mezunlarının
%22,9’u hiç doğum
yapmazken %1,9’u 4 ve daha
fazla çocuk doğurmuş.
Dünyanın birçok ülkesinde
olduğu gibi ülkemizde
de kadınlarımızın genetik
kodlanması evlenmek ve
çocuk sahibi olmak üstüne
kurulu. Türk aile yapısı üzerine
araştırmalara göre, hane
halkı reislerinin % 76’sı için
kadının aile içindeki en önemli
görevi, ev işi ve çocuk bakımı
olarak ifade ediliyor. Başka
bir ifade ile kadının görevleri
tartışıldığında ilk akla gelen
iyi anne, iyi eş, iyi ev kadını
olması. Çarpıcı olan nokta ise,
üniversite mezunu kadınların
%72’sinin de bu görüşü
paylaşması. (Türkiye İstatistik
Kurumu)
housewife are the first things that
come to mind when discussing
the responsibilities of women.
What is more striking is that 72 %
of women who have graduated
from university also share this
same opinion (Turkish Statistical
Institute).
“I spent 30 years of my life
examining the soul of women,
but I still have not found the
answer. The big question that
should be answered is this:
“What does a woman want?”
says Freud and maybe he is
right. It is not completely possible
to understand women or to write
an article about them. There
will always be something that
remains amiss. What men should
do is quite clear, as Socrates
said while questioning the
position of men who were about
to get married: “Get married no
matter what. If you have a good
wife, you’ll be happy. If not,
you’ll be a philosopher.” Another
striking expression is from a
Chinese proverb: “Whoever
believes in women fools one’s
own self. Whoever does not fools
the woman.”
İkinci Dünya Savaşı esnasında savaş
malzemeleri üreten fabrikalarda
çalışan Amerikan kadınlarının
simgesi olan “We can do it” afişleri,
feminist bir simge olarak tarihe geçti.
Çünkü bu afiş erkeklerin yaptıkları
işleri kadınların da yapabileceklerini
ve yaptıklarını gösteriyordu.
The “We can do it” posters that were
the symbols of American women
who were working in factories
manufacturing munitions during
the Second World War went down
in history as a feminist symbol.
Because these posters showed that
women could also do jobs that men
were doing.
“30 yılımı kadın ruhunu
araştırmakla geçirdim, ancak
hala cevabını bulamadım.
Cevaplanması gereken büyük
soru şu; “Bir kadın ne ister?”
diyen Sigmund Freud belki de
haklıdır. Kadınları ne anlamak
ne de hakkında yazı yazmak
tam anlamıyla mümkün değil.
Eksik kalacaktır. Bir kadınla
hayatını birleştireceklerin
durumunu sorgulayan
Socrates’in dediği gibi ise
erkeklerin üzerine düşen
belli: “Her durumda evlenin.
İyi bir eşiniz olursa mutlu
olursunuz. Eşiniz kötü olursa
filozof olursunuz.” Çarpıcı bir
ifade ise bir Çin atasözünden:
“Kadına inanan, kendini aldatır.
İnanmayan da kadını aldatır.”