45
“Biraz kenarda durmayı seçtim hep. Biraz kıyıda, hayatın içinde çok fazla yer kaplamamak. Ola ki bir insanın,
kendi acısında, hüznünde, keyfindeki bir kalbin ayağına kazara da olsa basmamak için. Bunu başaramadı
isek de en azından vazgeçmedik. Meçhul ve yalnız bir ormanda tek başına yürürken bir anda karşımıza çıkan
işaretlere selam verdik, gecenin “ay”dınlığı çöktüğünde ateş başındaki dostlarla kalbimizi ısıttık, ellerimizi
kavuşturduk. Şu koskoca âlemde vücudumuz kimsesiz, ruhumuz sessiz. Yanı başımızda hakiki dostlar, öylesine
hakiki bir tebessümle ağlaştık ki kıskandı kahkahalar…”
“I always chose to stay on the side. Somewhat staying ashore, not taking up too much space. So as to not step
even accidentally on the foot of people living their own pain, grief or joy. We did not give up on this even if we could
not succeed in doing so. We greeted signs that suddenly came up when we were walking through an unknown and
deserted forest, we warmed our hearts with our friends surrounding the fire when night fell and we held hands. Our
bodies are alone in this huge universe, our souls are silent. Real friends cried in such a smile right next to us that even
laughter got jealous…”