56
detaylı bakış
İkinci mevki, yeşil deri koltukluydu ve
biletler 5 kuruştu. Üçüncü mevki olarak
da, yazın iki-üç adet tahtadan yapılmış,
etrafı açık vagonlar eklenirdi trene.
1926 yılında Cemal Nadir’in yayınladığı
bir broşürde ise tarife şöyledir:
Birinci mevki 135, ikinci mevki 98.30,
üçüncü mevki 60 kuruş. 4-10 yaş arası
çocuklara yarım bilet… O yıllarda tren,
Bursalıların en gözde eğlence aracıydı.
Yazın, perşembe günleri Mudanya’ya
trenle giderlerdi. Sahilde uzanır, denizin
ve güneşin tadını çıkarır, semaverde
demlenen çaylarını yudumlarlardı. İki-
üç gün burada kaldıktan sonra pazar
günü yine trenle Bursa’ya dönerlerdi.
Burgaz’a kadar tüm sahil Bursalılarla
dolup taşardı.
Gardan otele dönüşüm
1922 yılında, Amerikalı yazar Ernest
Hemingway’in “toz toprak içinde ikinci
sınıf bir kıyı kasabası” diye tanımladığı
günümüzün sakin ve güzel sahil
beldesi Mudanya’daki “dar hat”, 48
yıl hizmet verebildi. Mudanya- Bursa
demiryolunun tek yönlü olması ve
diğer hatlara bağlanamaması bu
hattaki trenin sonunu hazırladı. Tren
kaldırılıp hat söküldükten sonra gar
binası, kimi zaman depo kimi zaman
da antrepo olarak kullanıldı. Ardından
uzunca bir süre boş kaldı. Maalesef
tarihi bina bu dönemde yıprandı,
tahrip oldu ve büyük zarar gördü. 1989
yılına gelindiğinde, yok olmaya yüz
tutmuş harabe halindeki gar binasının
tekrar yaşama döndürülmesine karar
verildi. Derhal bir restorasyon projesi
başlatıldı. Yatırımcı Sümbül Turizm A.Ş.
- Fahri Esgin, Yüksek Mimar Mehmet
Alper ve Yüksek Mimar Mehmet
Nursel projeyi üstlendiler. Mudanya
Belediyesi’nden kiralanan bina; üç
buçuk yıl gibi bir süre zarfında, çok
titiz bir çalışma ile bugünkü haline
kavuştu. Restorasyon sırasında yapının
özgün kimliğinin korunmasına, tarihi
özelliklerinin su yüzüne çıkarılmasına
özen gösterildi. 163 yıllık tarihi
Mudanya gar binası, bugün Montania
Hotel olarak misafirlerini ağırlıyor.
Anılarda Mudanya Treni…
1906 yılında basılan kitabında Regis
Delbeuf, tren yolculuğunu şöyle
anlatmıştır: "Trene binmek üzere
turistler yolcu gemisinden inecek ve
yemekli vagonda kendilerine temiz ve
bol bir öğle yemeği sunulacak. Çeşitli
formaliteler, örneğin tezkerelere vize
basılması, bagaj taşınması ve kontrolü,
başka yolcular ve memurlar tarafından
rahat rahat yapılırken, öteki turistler
yemek masasına geçecek. En iyi konfor
şartları altında tren 12.30'da hareket
edip Bursa'ya varacak. Böylelikle,
şimdiki halde çok az gün harcanması
planlanan bir gezi için yarım gün
kazanılır."
Zaman zaman demiryolu şirketinin
turistleri için özel vagonlar tahsis
edildiği görülür. Nitekim Max
Müler'in gezisi sırasında böyle bir
vagon eklendiği görülür:
"Ertesi
sabah erkenden trenle Bursa'dan
ayrıldık. Bizim için özel bir lüks vagon
bağlanmıştı. Üstleri tenteli rahat
iskemlelerde oturmuş, huzur içinde
bu güzel ekin tarlalarının arasından
geçiyorduk. Çevredeki çiftlik evleri
görünüyor, üzüm bağlarını izleyerek
Mudanya'ya doğru iniyorduk.
İpekböcekleri için özellikle yetiştirilen
açık yeşil yapraklı beyaz dut ağaçları
Bursa'nın bir özelliğini oluşturmaktadır.
Konsolos ve tren mühendisi
Mudanya'ya kadar bizimle beraber
geldiler. Burada bizi bekleyen İngiliz
muhafız gemisini bulduk.
1901 yılında Bursa'ya gelen Nafizade
Ahmet Fuad'ın tren yolcuğunu
anlattığı satırlar:
"Bir süre sonra trene
bindik. Tren, zeytin ağaçlarıyla dolu
bir alandan hareket ederek yukarıya
doğru çıktı. Birkaç dakika sonra Yorgili/
Yörüklü istasyonuna vardık. Buraya
hiçbir yolcunun çıktığını görmedim.
Bundan sonra rastladığımız istasyon
Geçit Köprüsü denilen bir köprüyü
geçtikten sonra Kuru İstasyonu’na
vardık. Burada ancak 2-3 yolcu
trenden indi. Önceki istasyon gibi tren
burada da birkaç dakika durduktan
sonra hareket etti. Bu istasyondan
kalktıktan sonra bir vadiyi izleyen tren
Nilüfer deresinde güzel manzaralarla
karşılaştık. Nilüfer Köprüsü’nü de
geçtikten sonra yeniden bir vadiye
inen tren, Acemler istasyonuna vardı.
Bu istasyon diğerlerinden daha işlekti.
Kent buradan çok güzel görünüyordu.
Tren ilerledikçe Bursa'yı izliyordum.
Arkadaşım "Bak! bak... İşte Bursa
burası" dediği zaman ben Bursa'yı
izlemeyi sürdürüyordum. "Bekleme"
denilen mevkiye geldiğimizde tren
yolculuğumuz bitmişti artık."
1890'lı yıllarda Bursa'ya gelen Mehmet
Ziya'nın gözlemleri de şöyleydi:
"En
güzel çiçeklerle bezenmiş, düdüğünü
çalarak bağ ve bahçeler arasından
süzülüp gelen tren, istasyona
yanaşmıştı. Tren, sanki Anadolu'nun
gelin arabası gibi süslenmişti. Trenin
hareket ettiği ve bizim de içinde
bulunduğu sırada dikkatsizlik nedeniyle
bir işçi tren altında kalarak can verdi.
Bu olay nedeniyle Bursa'ya geç geldik.
Mudanya'dan Bursa'ya araba ile 3
saat sürmektedir. Mösyö Hovard,
Bursa'ya geldiği sırada tren postasının
düzensizliğinden şikâyet etmiştir."
1910 tarihli Hüdavandigar gazetesi ilanı:
“Medine-i Bursa Demiryolu Osmanlı şirketi
logosu ve 2. mevki ile biletlerin fiyat tenzili
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...156