73
kadifenin uyumunu gözler önüne seren
bir dekorasyon hâkim bu konaklara.
Aslında bu topraklarda yaşamış
birbirinden farklı medeniyetlere ait
tarihsel izlerin harmanlanması şeklinde
dekore edilmiş de diyebiliriz.
Öğlen vardığımız otelde gezi
alternatifler hakkında bilgi edindikten
sonra ilk günümüzü yakın civarda
tamamlamaya karar veriyoruz. Otelin
etrafında başlayan Manastırlar Vadisi
heybetli duruşuyla, kayalıkların
arasından akan suyu ve söğütleri
ile karşılıyor bizi. Bilinen 28 tane
kaya olma kilise, şapel ve yeraltı
şehri bulunan vadide Hıristiyanlığın
Anadolu’da yayılmasını sağlayan
ve bölgenin üç büyük azizinden biri
olarak kabul edilen “Aziz Gregorios”
adına 385 yılından yaptırıldığı tahmin
edilen kiliseye gidiyoruz. 1924
mübadelesinden sonra cami olarak
kullanılan St.Gregorios Kilisesi bu
nedenle Cami Kilise olarak anılıyor.
Ardından kapalı Yunan haçı planlı,
tamamen kayaya oyulan Sivişli Kilise’yi
gezip hemen üzerindeki Panoramik
Seyir Terası’ndan baktığımızda
Kapadokya’nın mimarlarından Hasan
Dağı’nın eteklerine yaslanmış, bir
kısmı halen ev olarak kullanılan doğal
kaya oyuntularının ve uzakta masmavi
parlayan Güzelyurt Göleti’nin ortasında
muhteşem bir noktada olduğumuzu
anlıyoruz. Fotoğraf makinesi şimdiden
bizden bezmiş durumda.
Güneş batmadan 3 km batımızda
Güzelyurt Göleti’ni daha yakından
görebileceğimiz 19.yy yapısı olan
doğal bir kayaya inşa edilmiş Yüksek
Kilise’ye gidiyoruz. Bir tarafı Hasan