28
Nereden başlayacağımı bilemiyordum.
Gündelik sıkıntılarımdan başladık.
Sürekli yer değiştirmekten, göçebe
hayatına neden olan işimizden. Ve işim
yüzünden annenin işine engel olma
halinden...
Sen biliyorsun tabi ama zamanla
yanımızda başkaları da olacak belki.
Yollarımızın daha önce hiç kesişmediği
başkaları. Onlar için biraz bahsedeyim.
Ben akademisyenim. Annen biz
evlenmeden önce yasadışı göçmenlerin
yasal temsilciliğini yapıyordu. Berbat
bir işti onunkisi. O göçmenlerin
yaşadıklarını değil görmeye, dinlemeye,
bir an akıldan geçirmeye bile yürek
dayanmaz. Biraz da benim zorumla
oldu sanırım, annen gerçek insanların
dertlerine deva olmayı bırakıp insan
hakları doktorasına başladı. Eski iş
arkadaşlarıyla bağını hiç kaybetmedi.
Dünyanın muhtelif problemli
bölgelerinde, Afrika’da, Güneydoğu
Asya’da, Birleşmiş Milletler, Kızıl Haç,
sınır tanımayan muhtelif örgütler için
çalışan arkadaşlarından mesajlar
geldiğinde gözlerinin önüne hep
karanlık bir bulut inerdi. Ama hiç geri
dönmekten bahsetmedi. Kaşınan
ben(d)im hep.
...
Bense, gayet iyi biliyorsun oğlum,
bugün olduğum gibi o günlerde
de arızalıydım. Yuri Ivanoviç’e artık
akademik kariyerime son vermeyi
düşündüğümü söyledim. Neden
eşim bunca zaman benim kariyerime
mahkum olmuştu ki? Vasatın biraz
üzerindeki akademik başarım bize
ortalama bir yaşam sağlıyordu ama
bunun için miydi sürdürdüğümüz
hayat? Ben eşimin kariyerini takip
etmeliydim aslında. Kabul etmeliyim;
genel anlamda daha rahat, huzurlu bir
hayat vadetmiyordu bu seçenek. Daha
iyi bir insan olunabilir belki ihtiyacı olan
insanlara yardım ederek ama daha iyi
birer anne baba olunamayacağı da
kesin gibi. İşte bunları Yuri Ivanoviç’e
anlatırken yavaş yavaş berraklaştı
resim gözümün önünde.
Senden korkuyordum!
...
Hangi tercihi kullanırsam kullanayım
mutlak, genelgeçer bir çözüme
ulaştırmayacak beni. Öte yandan
sen, zamandan bağımsız, olacakları
biliyorsun bugün. Hatalarımızı,
seçeneklerimizi, kaçırdığımız fırsatları
görüyorsun. Yirmi yıl önceki halime
bakıyorum, insanları yargılarkenki
pervasızlığıma, acımasızlığıma. Eğer
bana benzeyen bir yanın varsa, vay
halimize. Elinde bu kayıtlar da olacak
çünkü.
...
Yuri Ivanoviç sabırla ve dikkatle dinledi
beni. Kibarca aradığım öngörünün
onda olmadığını söyledi. Ama insan
seksenine yaklaşırken bile hayat
tecrübesi onu yanıltabiliyor. Çünkü
hemen ardından, hayatta seçimlerin
düşünüp bulunamadığını, zamanı
gelince kararların kendilerini verecek
kişileri bulduğunu söyledi bana.
Kalktık. Şemsiyemizi bıraktığımız
yerde bulamadık. Bizi terk edip bir
başka hayata başlamış bile. Çiseleyen
yağmurun altında enstitüye yürürken iş
konuştuk yol boyunca.
Paris – Bonn – Utrecht - Bursa
2008 - 2011
Bir küçük burjuvanın sıkıntıları
biter mi hiç?
Paris’e yeni vardım. Sizi geride
bıraktığım için içim buruk. Ama
geldiğime değecek: Maxim’le
konuştum gelir gelmez. Onun referans
mektubu çok önemliydi, biliyorsun.
Bana (her zamanki gibi) çok meşgul
olduğunu, mektubu onun ağzından
kendim yazarsam hemen düzeltip
imzalayıp göndereceğini söyledi. Sana
hiç bir başkasının gözünden kendini
tasvir etmenin zorluğundan bahsetmiş
miydim oğlum?
hayatın hikayesi