76
odak noktası
Ankara’dan İstanbul’a yerleşen
Mehmet Turgut, 1977 Ankara
doğumlu. Dedesinden miras aldığı
fotoğraf geçmişini devam ettiriyor.
Fotoğrafla iç içe büyüdüğü ve
fotoğrafçı bir aileden geldiği için
kendisini şanslı gördüğünü de her
fırsatta dile getiriyor. Çektiği fotoğraflar
bir kesim tarafından beğenilmesine
karşın bir kesim tarafından da yoğun
eleştiriler alıyor. Ancak bir gerçek
var ki çalıştığı insanlarda yakaladığı
ruhları, fotoğraflarına verme başarısı
onu şimdilerin en çok konuşulan
isimlerinden biri yaptı bile. Mehmet
Turgut ile kendisini, fotoğraflarını, 46
dergisini ve projelerini konuştuk.
Fotoğrafçı bir aileden geliyorsunuz.
Babanız ve dedenizin fotoğrafçı
olması, hayatınızın bu yönde
gelişmesini sağlamış. Fotoğraf
genlerden mi geliyor?
Genetik bir miras sanıyorum. Fotoğraf
olmasaydı hayatımda Mehmet Turgut
da olmazdı. Genetiğinizde bulunması
daha doğru ve diğerlerinden farklı
işlerin ortaya çıkmasını sağlıyor
sanırım. Bundan dolayı da şanslıyım bu
konuda çünkü fotoğrafçılık en yatkın
olduğum sanat, o yüzden keyifliyim.
Ankara’dan İstanbul’a taşındıktan
sonra hayatınızda neler değişti?
Sancılı bir süreç miydi?
Aslında pek bir şey değişmedi.
Ankara’da da fotoğraf çekiyordum,
İstanbul’da da fotoğraf çekiyorum.
Açıkçası lokasyon değişti ama Mehmet
Turgut ve tarzı pek değişmedi.
Neden İstanbul’a taşınma kararı
aldınız?
Ankara’da yapacak bir şey kalmamıştı
bana göre. İstanbul’a taşındıktan
sonra yaklaşık iki yıl kadar bir çekyat
üzerinde yaşadım. Hiçbir şey kolay
olmuyor, elde edilmiyor. Zaten
sayısını hatırlamadığım uluslararası
ödül almıştım. İşimi de iyi yaptığıma
inanıyorum. Bu nokta da kendinize ve
yaptığınız işe duyduğunuz güven çok
önemli bir rol oynuyor. Fotoğrafçılıkta
Mehmet Turgut
“Aslına bakarsak, ünlü olmak gibi bir derdim
hiç olmadı. Sadece işimi iyi ve layıkıyla
yapmak gibi bir derdim var. Başarıyı getiren
şeyin bu olduğunu düşünüyorum.”
Türk Ceza Kanunu
madde 46'dan;
Röportaj
: Aise Amet