90
Casa Milà1984’te, Sagrada Familia’nın
“İsa’nın Doğuşu” cephesi ile Yeraltı
Türbesi, Casa Vicesn, Casa Battlo
ve Colonia Güell Türbesi 2005’de
Unesco Dünya Mirası Listesi’ne
girmiştir. Gaudi, 1908’de iki Amerikalı
girişimciden New York’ta bir otel yapma
önerisi almış ve 300 m. yüksekliğinde
bir bina tasarlamıştı. Ancak bu proje
Gaudi’nin 1901-1910 arasında sanatçıyı
halsiz düşüren uzun süreli hastalığı
nedeniyle gerçekleşmemişti. Gaudi’nin
projesinin, 11 Eylül 2001’de yıkılan
Dünya Ticaret Merkezi yerine yapılacak
bina için uygulanması önerilmişti.
“Bir dehayı mı yoksa budalayı mı
mezun ediyoruz, bilmiyorum.”
Bu söz School of Architecture of
Barcelona’nın Rektörü Profesör Elias
Rogent’ın, mezuniyet töreninde (1878)
ona söyledikleri… O ise yanındaki
arkadaşına dönüp: “benim şimdiden
bir mimar olduğumu söylüyorlar.” dedi
gülerek.
Gaudi’nin en etkileyici yanı; “Atölyemin
hemen dışındaki ağaç benim akıl
hocam” diyecek kadar doğa aşığı
olmasıydı… Bitki ve hayvanlar doğal
biçimleri onun hep en önemli esin
kaynağı olmuştu. Ağaçların dalları,
bitkilerin yaprakları, hayvanların iskelet
yapıları gibi doğal her detayı taşa
çeviriyordu. La Sagrada Familia’nın
kolonlarının ağaç gövdesi formunda
olması da bu yüzden… Bir gün
Gaudi’nin çatı bacalarını kaplamak
için kullanacağı seramikler yolda
kırılmıştı. Gaudi geri göndermek yerine
bu kırık parçaları, yuvarlak geçişli
yüzeyleri kaplamak için kullandı. Kimse
(Gaudi dâhil) bu kırık seramik ve cam
parçalarının sonradan Barselona’nın
simgesi olacağını öngöremedi!
1907 yılında biten Casa Battlo‘nun
içinde keskin bir hat kullanmadı. Tüm
duvar köşeleri, kapılar, pencereler
yuvarlak hatlardan oluşuyordu.
Sanki bir nehir geçmiş ve nehir
yatağı oracıkta uzanıyordu… Nehrin
bıraktığı doğal izler binanın iç
tasarımını oluşturdu. Gaudi doğayı
eserlerine yansıtmakla kalmıyor ışık
ve havalandırmaya da büyük önem
veriyordu. Bir nevi bu da doğaya
duyulan bir saygıydı. Buna en açık
örnek Casa Battlo’dan olabilir. Dışarıya
ve avluya bakan pencerelerin altında
son derece basit tahta kepenk gibi
bir mekanizma ile dışarıdan odaya
hava aldırabiliyorsunuz. Her odanın
tavanından avluya bakan pencerelerle
odaların içi hep gün ışığı alıyor. O
odanın sokağa bakan camı olmasa
bile içeride gün ışığı var. Üstelik renkli
camlarla yaratılan oyun sayesinde
içeriye giren ışık size hep huzur veren
bir tonda.
Eğriselliği ön planda tutup yapılarına
attırdığı parabolik taklalar, Gaudi’nin
bir matematik ve geometri dehası
olduğunun göstergesi. Farklı iplere
ağırlıklar asarak bina modellemesi
yapıyor. Sonra onun bu basit yöntemini
programcılar örnek alıp mimari
modelleme programları geliştiriyorlar.
Doğayı taklit eden bu ayrıntı ustası
dâhinin taklit edilemeyen tarzı onun
mirasıydı. Dünyayı harika bir yer
yapmak için uğraştı. Onun harikalar
diyarında ise sadece Alice yoktu.
evrensel sanat