61
köylerde, mahallelerde ve hatta evlerde
bir veya birkaç hamam bulunduğu da
kaynaklarca doğrulanmaktadır.
Hamamlara bu denli önem verilmesini,
temizliğin imanla ilişkisiyle açıklamak
mümkündür. Ancak onun kadar etkili
bir başka etmen de, hamamların
ekonomik değer olarak önemli bir
unsur olmasıdır. Vakıf eseri olarak iyi
gelir getirmesi ve külliyelere gelenlere
hizmet vermesi nedeniyle hamamlar,
yüzyıllar boyunca hem nitelik ve nicelik
olarak artmış hem de iyi korunmuştur.
Hamamlar sadece temizlik için yapılan
veya gidilen yer değildir kuşkusuz.
Dört yanı çevrilmiş işlemeli duvarları
ve kubbesiyle bu yapılar, toplumsal
yaşamın vazgeçilmez bir parçası;
tellağı, natırı, külhanbeyi ile yaşayan
ve kuşaklar boyu aktarılan bir kültürün
simgesi olmuştur. Kırk hamamı, damat
hamamı, nefse, gelin, güvey, adak ve
sünnet hamamı gibi hamam çeşitlerinin
yanı sıra, “hamamda kız beğenme”,
“kadınlar hamamına çevirme”,
“hamama giren terler”, “handa
hamamda gözüm yok” gibi deyimler
günlük yaşamda çokça yer edinmiştir.
Orta Asya’dan Küçük Asya’ya kadarki
göçlerinin her durağında temizlik
kültürüne ilişkin değer ve yapıları
yanlarında taşıyan ve Bursa’da inşa
ettikleri birbirinden değerli hamam
ve kaplıcalarla bu kültürü taçlandıran
Türkler, bugün dünyada kabul gören
“Türk Hamamı” markasını modern
mekânlarda yaşatacaklar gibi
görülüyor. Yüzyıllarca tarihe tanıklık
etmiş olan bu yapılar yerlerini kültür
merkezlerine bırakırken, dünyaca ünlü
hamam kültürümüz, gerek hala ayakta
olan ve işleyen tarihi hamamlarımızda
ve gerekse çok yıldızlı otellerin modern
hamamlarında yaşatılmaya devam
ediyor. Geleneksel peştamalın yerini
mayo ve bikini, nalın’ın yerini plastik
terlik, ipek işlemeli bohçanın yerini spor
çantanın aldığı günümüzde, mimarisiyle
Türk-İslam şehirciliğinin önemli
unsurlarından biri olan hamamlar da
yerini kültür merkezlerine bırakmakta.
Geçen 10 yıl, Bursa’da çok sayıda
hamamın kültür merkezi olarak yaşama
katılmasına tanık oldu. Yeni işlevini kısa
sürede benimsediği gözlenen bu tarihi
yapılar, “kurtuluş” için belediye ve diğer
kurumların el uzatmasını bekliyor.
Yüzyıllarca topluma hem temizlik hem
de kültürel alışveriş mekânı hizmeti
veren bu yapılar, başta deprem olmak
üzere doğal etmenler nedeniyle zaman
içinde kullanılamaz duruma geldi.
Bir kısmı yıkılıp taşları başka yapılara
malzeme oldu, şanslı olanları ise
demirci, marangoz vb. mesleklerin icra
edildiği mekânlar halini aldı. Elbette
pek çoğunun mülkiyeti de el değiştirdi.
Hamamların kültür merkezine
dönüşmesinin tarihi, kentte son
dönemde başlayan tarihi mirası ihya
etme çabalarının ürünüdür ve Ördekli
Hamamı ile başlar. Onlarca yıl her yerel
yöneticinin ayağa kaldırmak için çaba
harcadığı ancak kamulaştırma, röleve
ve restorasyon projesi hazırlama, kurul
onayı alma ve ihale edip restorasyonu
gerçekleştirme aşamalarını bir türlü
aşamadığı tarihi yapı, 2004 yılındaki
kararlı çabaların sonucu 2008 yılında
yeni kimliği ile Bursalıları karşıladı.
Bursa’nın en büyük hamamlarından
biri olan bu tarihi yapının ayağa
kaldırılması, yerel yöneticilere hem bu
tarz yapıların restorasyonu noktasında
hem de kültür merkezi olarak
işlevlendirilmesine cesaret verdi. Bu
sayede Bursa eşsiz kültür merkezlerine
kavuştu. Önümüzdeki yıllarda sayıları
onlarla ifade edilen yeni kültür
mekânları doğuyor. Diğer tarihi yapılar
gibi hamamların restorasyonunda da
çeşitli yöntemler kullanılıyor. Bir kısmı
kamulaştırılarak restore edilirken, bir
kısmı da mülk sahipleriyle işbirliği
yapılarak ayağa kaldırılıyor. Vakıf eseri
olan yapılar Vakıflar ile anlaşılarak, özel
mülk olanlar ise belirli dönemler için
belediyeye devri sağlanarak restore
ediliyor.
Ömrünün son 100 yılını virane bir
şekilde geçirdiği için Bursalıların
“Yıkık Hamam” olarak bildiği Ördekli
1...,53,54,55,56,57,58,59,60,61,62 64,65,66,67,68,69,70,71,72,73,...156