Dergi Bursa Haziran/Temmuz 2014 - page 48

46
bilgi hapı
information pill
Altın işlemeli elbiseler,
en değerli taşlar, ışıl ışıl
mücevherler… İhtişamlı
Osmanlı saraylarında birçok
ana şahitlik etmiş ama
varlığından haberdar bile
olamadığımız birçok değeri
dışında günümüze ulaşabilen
birkaç parçadan yalnızca
biri Kaşıkçı Elması. Yıllardır,
vaktiyle 3 kaşığa takas
edilmiş olduğu anlatılsa da
aslında maddi değerine paha
biçilemeyen Kaşıkçı Elması,
Topkapı Sarayı Müzesi’nin
hazine dairesinde sergileniyor.
Yerli yabancı tüm turistlerin
ilgi odağı, kimsenin bakmaya
doyamadığı elmas, görkemli
Osmanlı tarihinden geriye
kalan imparatorluk hazinesinin
en değerli parçalarından.
İlk ortaya çıkışı 4. Mehmet
döneminde olduğu bilinen
Kaşıkçı Elması, rivayetleri bir
yana, adını 49 adet pırlantanın
ortasındaki göz kamaştıran
taşın kaşığa benzer şeklinden
alıyor. Bilinene göre taşın
etrafını saran bu pırlantalar,
elmasın güzelliğini daha ön
plana çıkarması ve ışıltısını
arttırması için 2. Mahmut
tarafından dizdirilmiş.
Hakkında anlatılan hikâyeler
ise bu eşi bulunmaz, paha
biçilemez elmasın değerine
büyük bir tezat oluşturuyor.
Çünkü hikâyelerden birinde
bu değerli taş, İstanbul’da
fakir bir evsiz tarafından
çöplükte bulunuyor ve bir
kuyumcuya 3 tahta kaşıkla
değiş-tokuş ediliyor. Elmasın
Osmanlı hazinesine giriş
yolculuğu ise Fransız bir
subayın gezilerinden birinde
Hindistan’dan aldığı bu
elması Fransa’ya getirmesiyle
başlıyor. Daha sonra elması,
Napolyon’un annesinin satın
aldığı ve oğlunun sürgüne
gönderildiği döneme kadar
uzun süre onda kaldığı
biliniyor. Yeniden satılığa çıkan
elmas bu sefer Tepedelenli Ali
Paşa tarafından satın alınıp,
Ali Paşa’nın devlete karşı
yaptığı ayaklanma sonucu tüm
mal varlığına el koyulmasına
dek elmas onda kalıyor.
Diğer rivayette ise bir evsiz
tarafından çöplükte bulunup, 3
tahta kaşık karşılığında satılan
taş saray görevlilerinden
kuyumcubaşının eline geçiyor.
Böylece çöplükte bulunan
taş, saray görevlilerinin elinde
işlenerek hak ettiği şekilde
tarihteki yerini almış oluyor.
Kaşık, damla, armut biçiminde
ya da yalnızca oval bir taş
olarak tarif ediliyor Kaşıkçı
Elması. Çöplükte değersiz
bir cam parçası zannedilerek
3 tahta kaşığa satılışı;
Napolyon’un annesinden
Osmanlı sarayına girişi ve
nihayet hak ettiği değeri
görerek imparatorluk
hazinesindeki yerini alışı…
Hem maddi hem de manevi
değerler taşıyan elmas, bugün
dünyanın her yerinden onu
görmek için gelen ziyaretçilerini
selamlıyor ve tüm ihtişamıyla
her gün yüzlerce hayranının
gözlerini kamaştırıyor.
Clothes inlaid with gold, most
valuable stones, shining jewelry…
Kaşıkçı Diamond is only one of
the several items about which
we were not even aware of that
have reached our day after
witnessing the grandeur of the
Ottoman Palaces. Even though
for years it has been told that
it was traded for 3 spoons, the
invaluable Kaşıkçı Diamond is
on display at the treasury of the
Topkapı Palace Museum. It is
the focus point of tourists and
visitors cannot get enough of
the diamond which is one of
the most valuable items of the
empire treasury remaining from
the magnificent history of the
Ottomans.
Kaşıkçı Diamond is first known
to emerge during the reign of
Mahmut the 4th and setting
aside the rumors; it gets its name
from the magnificent rock in
the middle of the diamond that
looks like a spoon. It is told that
these diamonds encircling the
stone have been ordered to be
placed by Mahmut the 2nd to
increase the sparkle of the stone
and to emphasize its beauty.
Whereas the stories told about it
contradict with this one of a kind
and priceless diamond. Because
according to one of the stories,
this valuable diamond is found
in the rubbish by a homeless in
Istanbul and is exchanged with
a jeweler for 3 wooden spoons.
The tale of how this diamond has
entered the Ottoman treasury
starts when a French officer
brings this diamond to France
after buying it in India. It is known
that Napoleon’s mother bought
the diamond afterwards and that
the diamond remained with her
until the period when her son
was exiled. When the diamond
was set on sale again it was
bought by Tepedelenli Ali Paşa
and remains with him until the
government sequesters all of
his possessions as a result of
his riot against the government.
According to another rumor, the
stone is found by a homeless
in the rubbish and sold for 3
wooden spoons after which one
of the palace officials, the head
jeweler gets a hold of it. Thus, the
diamond that was found in the
rubbish rightfully takes its place
in history after being handled
by expert hands of the palace
officials.
Kaşıkçı Diamond is described
as having the shape of a
drop, a pear or just as an oval
stone. Being sold for 3 wooden
spoons after being discovered
in the rubbish; its journey from
Napoleon’s mother to the
Ottoman palace and finally being
acknowledged for its worth and
taking its place in the palace
treasury… The diamond carries
both material and spiritual values
and dazzles everyone who
comes to see it every year with all
its glory.
Dünyadaki en değerli 22 elmastan biri Kaşıkçı Elması. Adını şeklinden mi efsanesinden mi aldığı tam olarak
bilinmeyen, Napolyon’un annesinden bugüne ulaşan 86 karatlık bir damla… Hakkında anlatılan hikâyeleri, göz
alıcı ışıltısı ve hayran bırakan güzelliği ile Topkapı Sarayı’nın nazlı güzeli…
Tarihin ışıldayan değeri: Kaşıkçı Elması
The shining value of history: Kaşıkçı Diamond
Kaşıkçı Diamond is one of the 22 most valuable
diamonds in the world. It is an 86 carat droplet that has
been handed down from Napoleon’s mother until today
and it is not certain whether it owes its fame to its shape
or the legend behind it… It is the spoilt beauty of the
Topkapı Palace with its glittering splendor and riveting
beauty…
1...,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47 49,50,51,52,53,54,55,56,57,58,...132
Powered by FlippingBook